DUYURULAR
MEHMET MOLLAİSMAİLOĞLU Tarafından Tarihinde yazıldı
Bu yazı 3.189 defa okundu

Türkiye’de Vergi Afları


I- GİRİŞ

Kamu hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi için devletin vergi tahsilatı yapması veya borçlanması gerekmektedir. Devletin gelir kaynağı vatandaşlara saldığı vergi geliri olup, vergi gelirinin yeterli olmadığı durumlarda iç ve dış borçlanmaya gidip kamu hizmetlerinin aksamaması için finans arayışı içine girmektedir. Devletin sürekli iç ve dış borçlanmaya gitmesi, vergi gelirlerinin kamu hizmetlerini karşılamaya yetmemesi hallerinde iç ve dış borçlanma seviyesinin yükselmesi; vergi gelirlerinin de iç ve dış borçların faizlerine gitmesine, bu da devletin vergi gelirlerini etkin bir şekilde kullanamamasına neden olmaktadır.

Anayasamızın 73. maddesinde “Herkes mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür” denilerek vergi ödemenin anayasal bir görev olduğu belirtilmiştir. Vergi ödeme görevi tüm vatandaşlarca yerine getirilmesi gerekmekte olup, bir ülke ekonomisinin kayıt dışı ekonomik verilerinin çok yüksek olması durumunda; vergi tahsilatı, hükümetin kamu hizmetlerini yerine getirebilmesi için yeterli olmayacaktır.

Mükelleflerin gerek yasal sınırlar içinde (vergiden kaçınma) gerekse yasal sınırlar dışında (vergi kaçırma) yapmış oldukları davranışlar vergi uyumunu azaltmakta, kayıt dışı ekonomiyi güçlendirerek devletin vergi gelirlerinin azalmasına neden olmaktadır. Hükümetler mali programlarını uygulayabilmek için vergi affı yöntemiyle tahsilatı gecikmiş, cezalı duruma düşmüş vergilerin tahsilatını yapmak, kayıt dışı ekonomide yer alan unsurları ekonomiye kazandırmak istemektedirler.

II- VERGİ AFFI KAVRAMI

Af genel olarak herhangi bir suçu ya da bir kusuru veya yapılan bir hatayı bağışlamak anlamına gelmekte olup, mali affa ilişkin bir tanımlama hukuk sistemimizde yapılmamıştır. 1960 yılından önce çıkarılan kanunlarda af kavramı yerine terkin, tasfiye ifadeleri kullanılırken 1960 yılından sonra çıkarılan kanunlarda özel uzlaşma yoluyla tahsil, alacakların tahsilinin hızlandırılması, vergi barışı, tahsil edilemeyen alacakların yeniden yapılandırılması, milli ekonomiye kazandırma, torba yasa gibi ifadeler kullanılmıştır.

III- VERGİ AFFININ ÇIKARILMA NEDENLERİ

Hükümetler ekonomik yapının bozulduğu dönemlerde kamu hizmetlerinin finansmanında vergi gelirlerinin düşük olması durumunda vergi affı ile gerek mükelleflerin vergi borcundan kurtulmasını gerekse vergi tahsilatını artırmayı amaçlamaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde siyasi, ekonomik, mali, sosyal, teknik nedenlerle vergi affı uygulamalarına gidilmektedir. Vergi uyumunu geliştiren ve vergi gelirlerini artıran vergi afları, süreklilik arz etmesi ve af beklentilerinin artması durumunda kayıt dışı ekonomiyi özendirmekte, vergiye uyumu azaltmakta, vergide adaletsizliğe yol açmaktadır. Bu nedenle vergi affı kanunlarının sıklıkla uygulanır hale getirilmemesi ve vergiye uyumlu mükelleflerin vergiye uyumsuzluğuna, vergide adaletsizliğe sebebiyet verilmemesi gerekmektedir.

IV- SİYASİ NEDENLER

Siyasi otoritenin ekonomik yapının durumuna bakmaksızın seçim döneminde oy beklentisi ile vergi affı çıkarması siyasi nedenlerin başında gelmektedir. Mükelleflerde, siyasilerin seçim vaatlerinin vergi affına dönük olması durumunda da beklenti oluşmakta, baskı gruplarının etkisi ile vergi affı yasalaşmaktadır. Ayrıca askeri devrimler, eski yönetimin izlerini kaldırmak ve vatandaşların devrimci siyasilere bakış açısını değiştirmek için vergi affı yoluna gitmektedirler.

V- EKONOMİK NEDENLER

Ekonomik nedenlerin başında ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle gerek işletmelerin mali açıdan sıkıntıya düşmeleri ve buna bağlı olarak vergilerini zamanında ödeyememeleri gerekse devletin vergi gelirlerinde yaşanan düşüşü vergi affıyla mükellefleri mali açıdan rahatlatmak, ekonomik yapıyı canlandırmak gelmektedir.

Bir diğer neden ise, kayıt dışı kalan sermaye veya beyan edilmeyen servet unsurlarının yeniden ekonomiye kazandırılarak ekonominin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Kayıt dışı kalan sermaye ve beyan edilmeyen servet unsurlarının vergi affı ile ekonomiye kazandırılmasının yanında sürekli mükellefiyet kaydı da vergi gelirlerini artırmaktadır.

VI- MALİ NEDENLER

Hükümetler bütçe açıklarını finanse etmek için vergi gelirlerini artırmayı, bütçe dengesini sağlamayı hedeflemektedirler. Bütçenin finansmanını vergi gelirlerini artırarak yapılabileceği gibi, bütçe harcamalarını küçülterek de yapılabilir. Hükümetlerin popülist yaklaşımlarından dolayı bütçe harcamalarını düşürmediği durumlarda vergi gelirlerini artırmak birinci seçenek olmaktadır. Vergi oranlarını artırmak kısa vadede vergi gelirini artırmayacağından vergi affı yoluna gitmek siyasi iradenin başvurduğu yollardan birisidir.

VII- SOSYAL NEDENLER

Beyana dayanan vergi sistemlerinde hem idare tarafından hem de yargı tarafından çeşitli nedenlerden dolayı verimli ve etkin bir şekilde uygulanmayan ülkelerde sık bir şekilde görülen idari ve yargı hatalarından kaynaklanan çeşitli adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için vergi aflarına başvurulmaktadır.

VIII- İDARİ VE TEKNİK NEDENLER

Mali otoritenin işlerliğinde mevcut aksaklıkları ve eksiklikleri gidermek amacıyla vergi sisteminde reformlar yaparak vergi dairesi ve vergi yargısını iş yükünden kurtararak, geçmişe dönük dosyaların kaldırılması ve güncel döneme geçilerek güncel iş ve işlemlerin yapılabilmesi için vergi affı zorunlu olabilmektedir. Ayrıca kamu alacaklarının takip ve tahsil edilmesinin mükellefler ile devlet arasında ihtilaflı hale dönüşmesi, kamu alacaklarının vergi yargısında uzun süre çözülememesi vergi idaresi çalışanları ile vergi yargısı çalışanlarını idari olarak vergi affı gerekliliğini gündeme getirmekte, iş yükünün vergi affı ile azaltılması amaçlanmaktadır.

IX- PSİKOLOJİK NEDENLER

Vergi ödeme gücü zayıf, ödeme güçlüğü çeken veya vergisel sorumluluklarını yerine getirmeyen ya da eksik getiren mükelleflerin yasal yaptırımlar karşısında iş hayatına ilişkin çalışma arzularının azalması durumlarında vergisel yükümlüklerini yerine getirmede isteksiz davranabilmektedirler. Böyle durumlarda siyasi otoritenin çıkardığı vergi affı olumsuzlukları ortadan kaldırdığı gibi, mükelleflerin isteksiz vergisel yükümlülüklerini istekli hale getirebilmekte, vergi uyumunu sağlamaktadır.

Vergisel görev ve sorumluluklarını zamanında yerine getirmeyen mükelleflerin, yükümlülüklerini yerine getirebilmelerini sağlamak maksadıyla çıkarılan vergi afları, af yasasının sonrasında takip edilip, denetleneceği, yeni dönemde vergi affı kanununun olmayacağından bahisle bunu fırsata çevirme güdüsü, daha önceki hesap dönemlerinde yapılan hatalarını en aza indirme ve vergisel açıdan daha dikkatli davranmayı psikolojik olarak sağlamakta, vergi affı kanununun psikolojik olarak gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Vergi affı kanunlarının son yıllarda sıklıkla yasalaşması mükelleflerin psikolojik olarak olumsuz (nasıl olsa yeni vergi affı yine çıkar düşüncesi) etkilemekte olup, psikolojik nedenlerin olumlu oluşabilmesi için vergi affının zaman aralıklarının daha fazla olması, siyasi iradenin sıklıkla vergi affına gitmemesi gerekmektedir.

X- VERGİ AFLARININ SAĞLADIĞI FAYDALAR

Vergi affı siyasi otoriteler tarafından belli zaman aralıklarla yapılmakta olup, mükelleflerin bir kısmı vergi affına olumlu bakarken, vergisel yükümlülüklerine tam ve zamanında yerine getiren mükellefler tarafından olumsuz bakılmakta, vergide adaletsizliği gündeme getirmektedir.

Vergi affı; siyasi otorite için vergi tahsilatını artırma yolu olduğu gibi, vergisel yükümlüklerini tam ve zamanında yerine getirmeyen, servet ve sermayesini kayıt dışı tutan mükellefler için vergisel avantaj olmaktadır. Ayrıca mali idare için, servet ve sermayesini kayıt dışı tutan mükelleflerin vergi affından faydalanmaları halinde; vergi kaydı altına alma ve kayıt dışı tutulan unsurları milli ekonomiye kazandırma yönüyle faydaları bulunmaktadır.

XI- VERGİ AFLARININ ZARARLARI

Siyasi otoritenin sıklıkla vergi affı kanunu ile vergi tahsilatı yoluna gitmesi, vergisel ödevlerini tam ve düzenli olarak yerine getiren mükelleflerin mali idareye olan güvenini sarsmakta, zamanında tek taksit halinde ödediği vergi nedeniyle sermaye kaybına uğradığını, zamanında ödemeyen ve vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları silinen, vergi aslı ve cezaları taksitlere bölünen mükellefin daha ayrıcalıklı hale geldiğini düşünmektedir.

Sıklıkla yapılan vergi affı kanunları vergiye uyumlu mükellefleri de olumsuz etkilemekte, af beklentisi ile vergi tahsilatını düşürmektedir. Ayrıca çıkarılan vergi affı kanunları ile vergi kaçıran mükelleflerin vergi cezası, gecikme zammı, gecikme faizlerini ödememeleri, affedilmesi durumunda vergi kaçırmanın meşru olduğu kanaati oluşmakta, vergiye uyumlu mükelleflerin cezalandırıldığı düşünülmektedir.

Vergi aflarının çıkarılırken dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri, vergi suçu işleyenlerin genellikle planlı ve bilerek işledikleri ve bu mükelleflerin vergi hukukuna aykırı davranmaları nedeniyle vergi kaybına yol açmakta olduklarından; vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet veren, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanan/düzenleyen mükelleflerin vergisel adaletin sağlanması açısından vergi affı kanunlarından yararlandırılmamaları gerekmektedir. Böylece gelecek yılarda çıkması muhtemel vergi affı kanunlarından yararlanırız düşüncesi ile vergi kayıp ve kaçağına tevessül etmenin önü kapatılmış olacaktır.

XII- ÜLKEMİZDE ÇIKARILAN VERGİ AFLARI

Ülkemizde ilk vergi affı 1924 yılında yasalaşmış olup, 1924- 1947 yılları arasında 7 adet vergi affı kanunu yasalaşmıştır. 1947-1960 yılları arasında vergi affı yapılmamış, 1960-1970 yılları arasında 8 adet vergi affı kanunu, 1970-1980 yılları arasında 1 adet vergi affı kanunu, 1980-1990 yılları arasında 7 adet vergi affı kanunu, 1990-2000 yılları arasında 3 adet vergi affı kanunu, 2000 yılından günümüze kadar ise 9 adet vergi affı kanunu yasalaşmıştır. Cumhuriyet tarihimiz boyunca çıkarılan 35 adet vergi affı kanunu ile ortalama her 3 yılda bir vergi affı kanununun yasalaştığı görülmektedir. Özellikle son 10 yılda 6 adet vergi affı kanununun yasalaşması ülkemizin vergi tahsilatının ne derece düşük ve yetersiz olduğunu, mükelleflerin vergiye uyumunun sağlanamadığını, neredeyse her yıl vergi affı beklentisi içine girildiğini göstermektedir.

XIII- SONUÇ

Vergi affı yukarıda açıklanan nedenlerle hükümetler tarafından yasalaşan, mükelleflerin bir kısmını mutlu ederken, bir kısmını mutlu etmeyen, vergide adaletsizliği gidermesi amaçlanan fakat adaletsizliği gidermediği gibi artıran sonuçlar doğurmaktadır. Hükümetler vergi tahsilatının artmasını isterken vergiye uyumlu mükellefler tarafından tepki çekmekte, vergi tahsilatı ileriye dönük olarak azalabilmektedir.

Vergi affı kanunlarının yasalaşmasında mali idarenin görüşleri doğrultusunda beyan edilmeyen servet ve kayıt dışı ekonomide yer alan unsurların ekonomiye kazandırılması amaçlanmalı, vergiye uyumlu mükelleflerin zamanında ödedikleri vergi nedeniyle, zamanında vergisini ödemeyen mükelleflerin sermaye artışına, vergi adaletsizliğine sebebiyet verilmemelidir.

Vergi uyumunun artırılması için vergi ödemenin anayasal bir ödev olduğu vurgulanmalı, vergiden kaçınma ve vergi kaçırma gibi vergi gelirlerini azaltıcı durumların mükellefler tarafından özenilmeyecek bir durum olduğu, yaptırımların ağır olduğu, mali idarenin kamu giderlerinin finansmanı için vergi tahsilatına ihtiyaç duyduğu geniş, kapsamlı platformlarda dile getirilmelidir.

Vergi affı ihtiyaç duyulduğunda belli zaman aralıklarla yasalaşan, mükelleflerin ve hükümetlerin sürekli beklenti içinde olduğu, sıklıkla yapılan uygulama olmaktan çıkarılmalıdır.

_____

* SMMM

KAYNAK : ‘NUH DEDE İNAL’


Yorumları Görüntüle
Hiç yorum yapılmamış.