GENEL
MEHMET MOLLAİSMAİLOĞLU Tarafından Tarihinde yazıldı
Bu yazı 1.646 defa okundu

Sonraki Döneme Devreden KDV Kaldırılıyor


I- GİRİŞ

27.02.2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan “Katma Değer Vergisi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile 35 yıldır uygulanmakta olan devreden Katma Değer Vergisi tarihe karışıyor. Tasarı ile KDV Kanunu’nda çok önemli değişikliklerin yapılması önerilmektedir. Özellikle KDV iade sistemi sil baştan tekrar düzenleniyor. Bu makalemizde TBMM’ye sevk edilen Kanun Tasarısında indirim yoluyla giderilemeyen sonraki döneme devreden katma değer vergisinin mükellefe iade edilmesi konusunda tasarıda yer alan değişikliklerle birlikte değerlendirmelerimize yer verilecektir.

II- TASARI İLE GETİRİLEN DEVREDEN KDV İADESİ

TBMM’ne sunulan “Katma Değer Vergisi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda,  Katma Değer Vergisi Kanunu’nun uygulanmaya başlandığı 01.01.1985 tarihinden günümüze kadar uygulanmakta olan KDV Kanunu’nda çok önemli değişikliklerin yapılması önerilmektedir. Bu değişikliklerin en önemlisi ise indirim yoluyla giderilemeyen sonraki döneme devreden katma değer vergisinin mükellefe iade edilmesinin önünün açılmasıdır. Yapılacak olan bu düzenleme ile mükelleflerin alışları nedeniyle ödediği katma değer vergisinin, hesaplanan katma değer vergisi ile telafi edilememesi nedeniyle oluşan ve sonraki döneme sürekli devreden katma değer vergisinin, belli bir süreden fazla devretmesi durumunda, mükellefe iade edilmesi amaçlanmıştır.

Meclise sevk edilen Kanun tasarısının genel gerekçesinde, yatırım, üretim ve ihracatın teşvik edilmesine yönelik gerçekleştirilen yapısal reformların devamı mahiyetinde olan Katma Değer Vergisi Kanunu’nda değişiklik yapan düzenleme ile Katma Değer Vergisi’nin işletmeler üzerinde finansman yükü oluşturmayan bir yapıya dönüştürülmesi, küçük işletmelerin uyum yükümlülüklerinin kolaylaştırılması, işlem maliyetlerinin azaltılması, uygulama kolaylığının sağlanması, kayıtlı ekonomiye geçişin özendirilmesi amaçlanmakta ve böylece ülkemizin ekonomik kalkınmasına katkı sağlanması hedeflenmektedir.

Şuan uygulamada Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesine göre, işletmeler yaptıkları yatırımlar veya alışları nedeniyle yüklendikleri KDV’yi, eğer yeterli düzeyde tahsil ettikleri KDV yoksa sonraki dönemlere devretmekte ve devletten iade olarak talep edememektedirler. Bu durum birçok işletmenin bilançosunda yıllara yayılan devreden KDV stokunun oluşmasına neden olmaktadır. İşletmelerin bu nedenle bir taraftan devreden KDV’leri varken diğer yandan finansman ihtiyacı çekmektedirler. KDV Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1985 yılından beri reel sektörün Devletten indirim veya iade edilemediği için beyannamelerde görünen yaklaşık 140 milyar lirayı aşan alacağı bulunmaktadır. Reel sektörün devreden KDV tutarı düşünüldüğünde işletmelerin için ne kadar yük oluşturduğu görülmektedir. Yapılacak olan yeni düzenleme ile devreden KDV tutarı bir nevi tasfiye edilmiş olacaktır.

Yapılacak düzenleme ile işletmelerin üzerinde finansman yükü oluşmaması için devreden KDV’nin iade edilemeyeceği şeklindeki düzenleme yürürlükten kaldırılarak, devreden KDV’nin 12 ay içerisinde indirilememesi halinde mükellefe iadesi sağlanmakta ve 12 aylık süre 3 aya kadar indirilebilecektir. Özellikle döviz kurlarının oynak olduğu günümüzde uluslararası şirketlerin devreden KDV iade alacak süresinin uzunluğu kur bakımından değerlendirildiğinde iade sürenin kısalacak olması önem arz etmektedir. Ayrıca 31.12.2018 tarihi itibarıyla, KDV beyannamelerinde görünen devreden KDV tutarları muhasebe kayıtlarında ayrı bir hesapta izlenecek ve bu tutar 01.01.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak ve indirilecek KDV hesaplarıyla ilişkilendirilmeyecek; bütçe imkânları dikkate alınarak ya mükelleflere iade edilecek ya vergi borçlarına mahsup edilecek ya da gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak değerlendirilebilecektir. 01.01.2019 tarihinden itibaren ise devreden KDV tutarı mükelleflere iade edilebilecektir.

Bugün itibariyle reel sektörün devreden katma değer vergisi tutarı 140 milyar TL’dir. 2017 yılı içerisinde 112,4 milyarlık bir dâhilde alınan KDV tahakkuk olmasına rağmen tahsilat 55,5 milyar lira, tahakkuk tahsilat oranı ise %49,5’dir(1). 2017 yılı verilerini dikkate aldığımızda 140 milyar TL, ülkemizin yaklaşık üç yıllık katma değer vergisi gelirine tekabül etmektedir. Bütçe dengeleri dikkate alındığında bu kadar büyük bir meblağın iade edilmesi çok olanaklı görünmediğinden, Kanun tasarısında gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine devreden katma değer vergisi tutarının gider yazma imkânı tanınması daha uygun olacaktır. Yani devreden KDV tutarı olan 140 milyar lirayı nakit iade etmek yerine, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazma imkânı getirilirse, devletin bu işlem sonucunda 140 milyar x %20 kurumlar vergisi oranı uygulandığında (hesaplama kurumlar vergisi mükellefleri göre yapılmıştır.) 28 milyar TL kurumlar vergisi daha az alınmış olacaktır. Böylece devreden KDV uygulaması, bütçeyi çok sarsmadan kaldırılmış olacaktır.

Diğer taraftan iadesi gereken verginin, iadeye ilişkin tamamlanması gereken tüm bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içerisinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiz, devreden KDV ile birlikte mükellefe ödenecektir. Yapılacak bu düzenleme ile mükelleflerin hakkı korunarak nasıl ki bir mükellef, borcunu vadesi geçtiği takdirde faizi ile birlikte anaparasını ödüyor ise devlet devreden KDV’yi Kanun’da ön görülen zamanda yerine getirmediği takdirde aynı şekilde tecil faizi ödemek zorunda kalacaktır.

Tasarıda dikkat geçen diğer bir düzenleme, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu eklenen 8/A maddesi ile serbest muhasebeci mali müşavirlere de katma değer vergisi iadesi raporu düzenleme yetkisi verilmektedir. Tasarıda, serbest muhasebeci mali müşavirler beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleyebilecekler, bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türü ve iade tutarı Maliye Bakanlığı’nca belirlenecektir. Fakat devreden KDV iadesinin, iade raporuyla mı yoksa vergi incelemeleri yapılarak mı yapılacağı konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna ilişkin sadece Maliye Bakanlığı’na gerekli düzenlemelerin yapılması konusunda yetki verilmektedir.

III- ÖDENMEYEN SONRAKİ DÖNEME DEVREDEN KDV İADESİ

Sonraki döneme devreden KDV ödenmediği takdirde iadesi kronik bir sorun hale gelebilir. Mevcut uygulamada KDV Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince, esas olarak malın teslimi veya hizmetin ifası hallerinde ya da faturanın mal teslimi ve hizmet ifası öncesinde düzenlemesi halinde faturanın düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir. Yani mal teslim edildiğinde veya hizmet verildiğinde fatura düzenlenecektir. Mükelleflerin faturayı düzenlemesi ile KDV doğduğundan, izleyen ayın 24. günü akşamına kadar beyanname verilerek 26. günü akşamına kadar da ödeme yapılacaktır. Mal teslim eden veya hizmet ifa eden faturayı düzenlenecek ancak malı teslim alan veya hizmetten yararlanan ödemeyi yapmaması durumunda ise vergi yükü mal teslim eden veya hizmet ifa edenin üzerinde kalacaktır.

Şöyle ki, mal teslim eden veya hizmet ifa eden tahsil etmediği halde KDV’yi devlete ödemek zorunda kalacak, malı teslim alan veya hizmetten yararlanan mükellef ise KDV’yi ödemediği hale devletten bunun iadesini isteyecektir. Bu durumda karşımıza ironik bir durum ortaya çıkmaktadır.

Uygulamada bilindiği üzere Maliye Bakanlığı tahsil etmediği KDV’yi iade etmemektedir. Yapılan iadelerin haksız yapıldığı sonradan anlaşıldığında ise cezalı tarhiyat yapılmakta ve iade edilen tutar geri alınmaktadır. Aynı şekilde yapılacak yeni düzenlemeyle de devlet mal aldığı veya hizmet ifasından yararlandığı mükelleflere ödemesini yapmayan mükelleflerin sonraki dönemlere devreden KDV’sini de iade etmemelidir. Devlet kendisini korurken haklı konumda olan mükelleflerini de korumalıdır. Yapılacak değişiklik ile bu konu mutlaka ele alınmalıdır.

IV- SONUÇ

TBMM’ye sevk edilen tasarı ile Kat-

ma Değer Vergisi Kanunu’nun uygulanmaya başlandığı 01.01.1985 tarihinden günümüze kadar uygulanmakta olan KDV Kanunu’nda çok önemli değişiklikler yapılarak indirim yoluyla giderilemeyen sonraki döneme devreden katma değer vergisinin mükellefe iade edilmesinin önü açılmaktadır. Tasarı katma değer vergisinin işletmeler üzerinde finansman yükü oluşturmayan bir yapıya dönüştürülmesi ve işlem maliyetlerinin azaltılması bakımında kanaatimizce çok olumlu ve yerinde değişikler içermektedir. Bugün itibariyle reel sektörün devreden katma değer vergisi tutarının 140 milyar TL’dir. Bütçe imkânları da düşünülerek bu rakamın gelir veya kurumlar vergisinde gider olarak dikkate alınarak tasfiye edilecek olması bütçeyi çok sarsmayacaktır. Ayrıca üzerinde durulması gereken diğer bir husus sonraki döneme devreden KDV ödenmediği takdirde iadesinin nasıl olacağıdır. Bunun ilgili sorunun, tasarının yasallaşması ve Maliye Bakanlığı’nca yapılacak ikincil düzenlemelerde daha netlik kazanacaktır.

KAYNAK :

*           Vergi Müfettişi (E.Maliye Müfettişi)

(1)         www.muhasebat.gov.tr

 

KAYNAK : ‘YASİN ÖZYOLCU’


Yorumları Görüntüle
Hiç yorum yapılmamış.