MALİYE BAKANLIĞI ÖZELGELERİ
Maliye Bakanlığı Özelgesi |
Tarih : 30.12.2016 |
Sayı : 13649056-130[28-2016/ÖZE-09]-142
GVK Md. 9, 94 VUK Md. 234 KDVK Md. 1, 28, 29 |
İKİNCİ EL TRAKTÖR ALIM SATIMINDA VERGİLEME |
Esnaf muaflığından yararlanmayan veya gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın alınan ikinci el traktör nedeniyle düzenlenecek gider pusulasında gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmadığı, ancak esnaf muaflığından yararlananlardan yapılan alımlar nedeniyle düzenleyecek gider pusulasında % 5 gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği, kazancı gerçek usulde tespit edilen çiftçilerden yapılan kullanılmış traktör alımında satışın fatura ile belgeleneceği ve satış bedeli üzerinden % 1 oranında KDV hesaplanacağı, traktörlerin alımı sırasında yüklenilen katma değer vergisinin ise indirim konusu yapılabilmeceği hk.
Özelge talep formunun incelenmesinden, zirai alet ve yedek parça alım satımı işinin yanında 25.01.2016 tarihinden itibaren ikinci el traktör alım satımı, zirai aletler ve komisyonculuk işine başladığınızı belirterek, ikinci el traktör tesliminde uygulanacak katma değer vergisi oranı, fatura ile almış olduğunuz ikinci el traktörler için ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı ve gider pusulası düzenlemek suretiyle yapılacak alımlarda tevkifat yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.
GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergiden Muaf Esnaf” başlıklı 9. maddesinin birinci fıkrasının 5. bendinde, ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçilerin gelir vergisinden muaf olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94. maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin, aynı maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dâhil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış olup, maddenin 13/c bendinde ise; esnaf muaflığından yararlananlara diğer mal alımları için yapılan ödemelerden % 5 oranında vergi tevkifatı yapılacağı hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Gider Pusulası” başlıklı 234. maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu belirtilmiştir.
Bu hükümler çerçevesinde, esnaf muaflığından yararlanmayan veya gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldığınız ikinci el araçlar nedeniyle düzenleyeceğiniz gider pusulasında gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamakta, ancak esnaf muaflığından yararlananlardan yapılan alımlar nedeniyle düzenleyeceğiniz gider pusulasında % 5 gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, kazancı gerçek usulde tespit edilen çiftçilerden yapacağınız traktör alımında satışın fatura ile belgeleneceği ve satış bedeli üzerinden KDV hesaplanacağı tabiidir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
“Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun; 1/1. maddesine göre, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV’ye tabidir.
KDV oranları, aynı Kanun’un 28. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
Türk Gümrük Tarife Cetvelinin (TGTC)’nin “87.01” tarife pozisyonunda traktörler tanımlanmış olup, bu tarife pozisyonuna ait Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) numaraları arasında “8701.90.50.00.00 Kullanılmış olanlar” da yer almaktadır.
Söz konusu BKK eki (I) sayılı listenin 9. sırası kapsamında, TGTC’nin 8701.90.50.00.00 GTİP numarasında yer alan kullanılmış tekerlekli zirai traktörler ve ormancılıkta kullanılan tekerlekli traktörler (motokültörler hariç) de bulunmaktadır. BKK eki (I) sayılı listenin 9. sırasında yer alan “kullanılmış” deyimi, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa göre özel tüketim vergisine tabi olmayan taşıtları ifade etmektedir.
Öte yandan, KDV Kanunu’nun 29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 30/b maddesinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer yandan, indirilemeyecek katma değer vergisi ile ilgili açıklamalara 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin III/C-2 bölümünde yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, “8701.90.50.00.00” GTİP numarasında yer alan kullanılmış traktörlerin, sözü edilen BKK eki (I) sayılı listenin 9. sırası kapsamında değerlendirilerek, % 1 oranında katma değer vergisine tabi tutulması gerekmektedir. Söz konusu traktörlerin alımı sırasında yüklenilen katma değer vergisinin ise indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.
Maliye Bakanlığı Özelgesi |
Tarih : 22.12.2016 |
Sayı : 34782332-110[639-5503]-E.107606
AATUHK Md. 71 |
KISMEN HACZEDİLEBİLEN GELİRLER |
Limited şirket ortağının hissesine isabet eden vergi borcu nedeniyle e-haciz uygulanan banka hesabının SSK veya Bağ-Kur emekli maaşı olması durumunda haczin kaldırılması gerektiği, emekli maaşından daha yüksek bir tutarın bulunması halinde o ayki maaş tutarını aşan kısmın mevduat kabul edilerek haczedilebileceği, söz konusu maaşın 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na göre bağlanmış olması durumunda maaş tutarına 1/4 oranında, asgari ücretle çalışan maaşı olması durumunda 1/10 oranında haciz uygulanabileceği hk.
Başkanlığımıza verilen ilgide kayıtlı dilekçeniz üzerine (…) Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda alınan yazı ve eklerinin tetkikinde;
Dairelerinin (…) vergi no.lu mükellefi (…) Kağıt Karton Hurda San. Tic. Ltd. Şti. ile (…) vergi no.lu mükellefi (…) Palstik Ürünleri ve Hurda San. Tic. Ltd. Şti.’ne olan ortaklığınızdan dolayı 29.11.2016 tarihi itibariyle hissenize isabet eden toplam (…) TL amme borcunuzun bulunduğu ve bu kapsamda banka hesaplarınıza e-haciz uygulandığı,
T.C. Ziraat Bankası A.Ş. (…) Şubesine 29.11.2016 tarih ve 438 sayılı yazılarıyla “hesabın, SSK veya Bağ-Kur emekli maaşı olması durumunda, haczin kaldırılması, emekli maaşından daha yüksek bir tutarın bulunması halinde o ayki maaş tutarını aşan kısmın mevduat kabul edilerek haczedilmesi ve söz konusu maaşın 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na göre bağlanmış olması durumunda bu maaş tutarına 6183 sayılı Kanun’un 71. maddesine istinaden 1/4 oranında, asgari ücretle çalışan maaşı olması durumunda 1/10 kesinti yapılarak tutarın daireleri hesabına aktarılması ve haczin kaldırılması” hususunda bilgi verildiği anlaşılmıştır.
Maliye Bakanlığı Özelgesi |
Tarih : 17.12.2016 |
Sayı : 50512554-903.02.99-E.253708
6736 s. K. Md. 10 |
6736 SAYILI BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN KANUN HÜKÜMLERİNDEN YARARLANILMAK ÜZERE VAZGEÇİLEN DAVALARDA HÜKMEDİLEN YARGILAMA GİDERLERİ VE VEKALET ÜCRETİ |
6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ilerinin talep edilemeyeceği ve bu alacaklar için icra takibi yapılamayacağı hk.
Dilekçenizde (…) vergi kimlik numaralı mükellefimiz (…) Ltd. Şti.’nin Vergi Mahkemesinin 2015/1969-1968 esas ve 2015/1841, 2016/1224 karar sayılı dosyaları için 2.600 TL vekalet ücreti ve 135,85 TL yargılama giderini talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
“6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’un 10. maddesinin on üçüncü fıkrasının (ç) bendinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ilerinin talep edilmeyeceği ve bu alacaklar için icra takibi yapılamayacağı ve vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin geri alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.”
Söz konusu yazıya istinaden ihtilaflı işler servisinden alınan 05.12.2016 tarih ve 243148 sayılı servis notunda 03.10.2016 tarih ve 2016100476AİC0762190 sayılı dilekçe ile (…) vergi kimlik numaralı mükellefimiz (…) Ltd. Şti.’nin Vergi Mahkemesinin 2015/1969-1968 esas ve 2015/1841, 2016/1224 karar sayılı dosyaları için 6736 sayılı Kanun’dan faydalandığı tespit edilmiştir.
Bundan dolayı tarafınızdan talep edilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri ödemesi yapılmayacaktır.
Maliye Bakanlığı Özelgesi |
Tarih : 29.11.2016 |
Sayı : 31435689-120[61-2015/603]-89858
GVK Md. 22, 61, 75, 86, 94 |
FİİLEN ÇALIŞAN ŞİRKET ORTAĞINA ÜCRET ÖDENMEYİP SAHİP OLDUĞU İŞTİRAK HİSSESİNDEN DOLAYI KÂR PAYI ÖDENMESİ DURUMUNDA VERGİLEME |
Şirketin kâr ve zararından hisseleri nispetinde sorumlu olan ve fiilen çalışan şirket ortaklarına ücret kapsamında nakden veya hesaben herhangi bir ödeme yapılmaması durumunda gelir vergisi tevkifatı yapılmayacağı; sahip oldukları iştirak hisselerinden dolayı elde edecekleri kâr payının brüt tutarının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan tutarın vergiye tabi gelir olarak dikkate alınması ve bu tutarın GVK’nın 103. maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşması durumunda tamamının Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilmesi gerektiği, şirket bünyesinde kâr dağıtımı aşamasında yapılan % 15 oranındaki vergi kesintisinin (istisnaya isabet eden kısım dâhil) yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmesinin mümkün olduğu hk.
Özelge talep formunda; ana faaliyet konusu servis taşımacılığı olan şirketinizin 19 ortaklı olduğu ve aktifine kayıtlı 20 adet aracının bulunduğu, bu araçlarda ortakların kendilerinin çalıştığı, çalışmaları karşılığında kendilerine ücret ödenmediği, şirketin kâr ve zararına göre hisseleri nispetinde sorumlu oldukları belirtilerek, bu iş nedeniyle ortaklarınız için ücret stopajı yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun;
61. maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”
62. maddesinde, “İşverenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.”
75. maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu belirtilerek, ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde, “İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kâr payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan kârların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz.) kaynağı ne olursa olsun menkul sermaye iradı sayılır.”
hükümleri yer almaktadır.
Anılan Kanun’un 22. maddesinin (2) numaralı bendinde ise tam mükellef kurumlardan elde edilen, 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısının gelir vergisinden müstesna olduğu, istisna edilen tutar üzerinden 94. madde uyarınca tevkifat yapılacağı ve tevkif edilen verginin tamamının, kâr payının yıllık beyanname ile beyan edilmesi durumunda yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edileceğine hükmedilmiştir.
Aynı Kanun’un 86. maddesinde, beyanname verilmeyecek haller sayılmış olup, anılan maddenin 1/c bendinde, tam mükellefiyette; vergiye tâbi gelir toplamının [(a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç] 103. maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması koşuluyla, Türkiye’de tevkifata tâbi tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dâhil edilmeyeceği hükmü bulunmaktadır.
Yine aynı Kanun’un 94. maddenin 1. fıkrasında tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, aynı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden Kanun’un 103 ve 104. maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği hüküm altına alınmış, (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendinde ise tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından (kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) % 15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
96. maddesinde ise “Vergi tevkifatı, 94. madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, Şirketiniz ortaklarının sahip olduğu iştirak hisselerinden dolayı elde edeceği kâr payının brüt tutarının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan tutarın vergiye tabi gelir olarak dikkate alınması ve bu tutarın Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2015 yılı için 29.000 TL) aşması durumunda tamamının Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Şirketiniz bünyesinde kâr dağıtımı aşamasında yapılan % 15 oranındaki vergi kesintisinin (istisnaya isabet eden kısım dâhil) ise yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, söz konusu ortaklara ücret kapsamında nakden veya hesaben herhangi bir ödeme yapılmaması durumunda ise gelir vergisi tevkifatı yapılması söz konusu olmayacaktır.
Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin birinci fıkrasında, kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.
Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalara 18 Kasım 2007 tarih ve 26704 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ’de yer verilmiştir. Anılan Tebliğ’in “2.1- Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden” başlıklı bölümünde “Kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için;
– Bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının (alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama, kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler de bu kapsamdadır.) yapılmış olması,
– Söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili kişilerle yapmış olması,
– Bu mal veya hizmet alım ya da satımında “emsallere uygunluk ilkesi”ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması
gerekmektedir.
Dolayısıyla kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine göre tespit ettikleri fiyat veya bedel üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımı yapmış olmaları durumunda transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edilmeyecektir.” açıklamasına,
Aynı Tebliğ’in “4 – Emsallere Uygunluk İlkesi” başlıklı bölümünde, “…Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır…” açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu çerçevede, ortaklara ücret niteliğinde bir ödeme yapılması halinde, yapılacak ücret ödemesinin emsaline uygun olması gerekmekte olup emsaline nazaran yüksek bir ödeme yapılması halinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun anılan madde hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.
Diğer taraftan, ortaklara ücret niteliğinde bir ödeme yapılmaması durumunda ise şirket ile ortakları arasında mal veya hizmet alım-satımı kapsamında değerlendirilecek bir işlem söz konusu olmayacağından anılan madde hükümleri gereğince yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.