DUYURULAR
MEHMET MOLLAİSMAİLOĞLU Tarafından Tarihinde yazıldı
Bu yazı 5.880 defa okundu

HANGİ DURUMDA GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ VERECEĞİZ


I- GİRİŞ

Bilindiği üzere 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na([1]) göre, gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Anılan Kanunu’nun birinci maddesinde gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratlarının safi tutarı olarak tanımlanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun ikinci maddesinde ise, gelirin unsurları ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları diğer kazanç ve iratlar olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, bir kazanç ve iradın gelir vergisine tabi tutulabilmesi için, yukarıda sayılan yedi gelir unsurundan birine dahil olması gerekir. İlk altı gelir unsuruna girmeyen kazanç ve iratların tamamı, yedinci grupta yer alan diğer kazanç ve iratlar grubuna gireceği şeklinde bir düşünce tarzı da yanlış olup, diğer kazanç ve iratların nelerden oluştuğu, mükerrer 80. ve 82. maddelerde tek tek sayılmıştır. Dolayısıyla, yedi gelir unsuruna girmeyen kazanç ve iratlar (bağışlar, milli piyango, sayısal loto, eşya piyangoları, kumar ve bahis kazançları vb.) gelir vergisine tabi tutulmaz. Buna karşılık, gelir unsurlarına girmeleri koşuluyla, kanunen yasaklanmış faaliyetlerden (kumarhane ve randevuevi işletme, uyuşturucu madde imal ve satışı, silah başta olmak üzere her türlü kaçakçılık, ruhsatsız bina yapmak ve satmak, naylon fatura tanzim etmek…) elde edilen kazançlar, gelir vergisine tabidir. Çünkü Vergi Usul Kanunu’na göre, vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması, mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz([2]).

II- GELİRİN TOPLANMASI VE BEYANI

Gelirin toplanması ve beyanı ile toplama yapılmayan haller Gelir Vergisi Kanunu’nun 85. maddesi ile 86. maddesinde düzenlenmiştir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 85. maddesine göre, gelir vergisi uygulamasında temel ilke, mükelleflerin çeşitli gelir unsurlarından meydana gelen ve bir takvim yılında elde ettikleri kazanç ve iratlarını mezkur Kanun’da aksine hüküm olmadıkça yıllık beyannamede toplayıp ilgili vergi dairesine bildirmeleridir. Yurt dışında elde edilen gelirlerin yıllık beyannamede toplanabilmesi için, bu gelirlerin elde edilmiş olmaları gereklidir. Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar:

1- Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda;

2- Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda elde edilmiş sayılır.

Ancak mevcut uygulamada bazı şartlar altında belirli gelirlerin beyanname dışında bırakılmasına izin verilmiştir. Yıllık beyanname, gerçek kişilerin çeşitli gelir unsurlarından bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların bir araya getirilip toplanmasına ve bu şekilde hesaplanan gelirin bir beyanname ile vergi dairesine bildirilmesine yaramaktadır.

III- YILLIK BEYANNAME VERİLECEK HALLER

A- TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERDE

Gelir Vergisi Kanunu’na göre, Türkiye’de yerleşmiş olanlar [Türkiye’de yerleşmekten kasıt, ikametgahın Türkiye’de olması veya bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturulmasıdır. (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez)] ile resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları tam mükellefiyet esasına tabidirler ve Türkiye içinde ve Türkiye dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler.

1- Ticari Kazanç Elde Edenler

Gelir Vergisi Kanunu’nun 85. maddesine göre ticari kazanç elde eden ve defter tutmak zorunda olan tacirler ile defter tutma zorunluluğu bulunmayan ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükellefler kazanç elde etmemiş olsalar dahi yıllık beyanname vermek zorundadır. Kollektif şirket ortakları ile adi ortaklık veya hisseli ve adi komandit şirketlerin komandite ortakları tacir sayıldığından, hisselerine düşen kazançları yıllık beyanname ile bildirirler.

2- Zirai Kazanç Elde Edenler

Kazancını gerçek usulde (zirai işletme hesabı veya bilanço esasına göre) tespit eden zirai kazanç sahipleri, bu faaliyetlerinden kazanç elde etmemiş olsalar bile yıllık beyanname vermek zorundadırlar. Ancak çiftçiler genel olarak elde ettikleri hasılatlar üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilmektedirler.

3- Ücret Geliri Elde Edenler

Gelir Vergisi Kanunu’nun 86. maddesinin (b) fıkrası hükmünce; tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı 103. maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2016 yılı için([3]) 29.000)  aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil) yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir. Mükellefin başka gelirleri nedeniyle yıllık beyanname vermesi halinde bile, tevkifata tabi tutulmuş ücretler beyannameye dahil edilmeyecektir.

Buna göre, beyana tabi gelirin sadece ücretlerden oluştuğu durumda, birden fazla işverenden alınan toplam ücret tutarı beyan sınırını geçse dahi, birinci işverenden sonraki işverenlerden alınan ücret tutarının belli bir tutarı geçmemesi halinde beyanname verilmeyecektir. Diğer gelir unsurları için beyanname verilmesi durumunda, 86. maddenin (b) fıkrası uyarınca ücret gelirleri verilen beyannameye dahil edilmeyecektir. Bu açıklamalara göre; ücretlerde, birden fazla işverenden ücret alıp birden sonraki işverenden elde ettiği ücreti, 103. maddenin ikinci gelir dilimini aşanlar yıllık beyanname vermek zorundadır.

Ayrıca Gelir Vergisi Kanunu’nun 95. maddesinde yer alan ücretlerin yıllık beyanname ile bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre;

– Ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı,

– 16. maddede yazılı istisnadan faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve hizmetlileri,

– Maliye Bakanlığınca yıllık beyanname ile bildirilmesinde zaruret görülen ödemelerin yıllık beyanname ile bildirilmesi gerekmektedir. Bunların gelirleri tevkifata tabi olmadığından bu gelirlerin yıllık beyanname ile bildirilmesi zorunludur.

4- Serbest Meslek Kazancı Elde Edenler

Defter tutan serbest meslek erbabı kazanç elde etmemiş olsalar bile yıllık beyanname vermek zorundadır. Ancak Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan serbest meslek kazançları, gelir vergisinden istisnadır. Söz konusu serbest meslek kazançları Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesine göre tevkifata tabidir.

5- Gayrimenkul Sermaye İradı Elde Edenler

Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden dolayı elde edilen hasılatın (2016 yılı için) 3.800 TL’si gelir vergisinden istisna edilmiştir. Ancak istisna haddi üzerinde hasılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz. Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar ile (6322 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişen ibare; 01.01.2013 tarihinden itibaren elde edilen hasılatlara uygulanmak üzere Yürürlük 15.06.2012) istisna haddinin üzerinde hasılat elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı 103. maddede yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar([4]).

Buna göre mükelleflerin beyana tabi gelirleri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşmakta ise;

– Bir takvim yılı içinde elde edilen konut kira geliri, istisna tutarını (2016 yılı için 3.800 TL’yi) aşanlar,

– İşyeri kira gelirleri üzerinden vergi kesintisi yapılanlardan, kira gelirlerinin brüt tutarı beyanname verme sınırını (2016 yılı için 30.000 TL) aşanlar (Beyanname verme sınırı 30.000 TL’nin tespitinde, gelir vergisi kesintisine tabi brüt kira gelirleri ile konut kira gelirinin gelir vergisinden istisna edilen tutarı aşan kısmı toplanarak dikkate alınır.),

– Tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan kira gelirleri için beyanname verme sınırını (2016 yılı için 1.580 TL) aşan gayrimenkul sermaye iratlarının tamamı üzerinden yıllık beyanname verilmek zorundadır.

Vergi kesintisine ve istisna uygulamasına konu olmayan kira gelirleri için (örneğin, basit usuldeki mükellefe kiraya verilen işyerinden elde edilen kira gelirlerinde olduğu gibi), 1.580 TL’lik tutar bir istisna değil, beyanname verme sınırıdır. Dolayısıyla bu tutarı aşan (vergi kesintisine ve istisna uygulamasına konu olmayan) bir işyeri kira geliri varsa bu gelirin beyan sınırını aşan kısmı değil, tamamı beyan edilir. Aile bireylerinin her biri sahip oldukları mal ve haklardan elde ettikleri kira gelirleri için kendi adlarına ayrı beyanname verirler. Küçük ve kısıtlılar adına verilecek olan yıllık gelir vergisi beyannamesi veli, vasi veya kayyum tarafından imzalanır. Mal ve haklara hisseli sahiplik halinde, her hissedar kendi hissesine karşılık gelen kira gelirini beyan eder.

6- Menkul Sermaye İradı Elde Edenler

2016 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı tutarı ne olursa olsun, bir kısmı ise elde edilen gelirin belli bir tutarı aşmaması halinde yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir. Diğer bir ifade ile gerçek kişilerce 2016 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı 30.000 TL’yi aşması halinde, bir kısmı ise vergi kesintisine ve istisnaya tabi olmadıkları için 1.580 TL’yi aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edilecektir. 01.01.2006 tarihinde itibaren menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi hususu esas olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67.[5] maddesine göre gerçekleştirilmektedir. Bu madde kapsamında tevkifata tabi tutulan her türlü menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından elde edilen faiz ve alım satım kazançları, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecektir.

a- Tutarı Ne Olursa Olsun Beyan Edilmeyecek Menkul Sermaye İratları

Aşağıda yer alan menkul sermaye iratları tutarı ne olursa olsun beyan edilmez. Diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye de dahil edilmez.

1- Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan; mevduat faizleri; özel finans kurumlarınca (katılım bankaları) kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları; repo kazançları;

2- Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından ayrılmalar nedeniyle yapılan ödemelerin ve bireysel emeklilik sisteminden ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları,

3- Kurumlar vergisi mükelleflerince 31.12.1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen kazançların dağıtımı halinde, gerçek kişilerce elde edilen kâr payları,

4- Kurumların kârlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kâr dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kâr payları.

b- Belli Bir Tutarı Aşması Halinde Beyan Edilecek Olan Menkul Sermaye İratları

1- 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan her çeşit tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen gelirler,

2- Tam mükellef kurumlar tarafından yurtdışında ihraç edilen tahviller ile tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurtdışında ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler,

3- Tam mükellef kurumlardan elde edilen kâr payları.

Belirtilen bu menkul sermaye iratlarından elde edilen gelirin 30.000 TL’yi aşması halinde bu gelirlerin tamamı yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Menkul sermaye iratları toplamının 30.000 TL’yi aşıp aşmadığının tespitinde, indirim oranı ve istisna uygulanabilecek menkul sermaye iratlarının, indirim oranı ve istisna uygulandıktan sonra kalan kısımlarının dikkate alınması gerekmektedir.

c-  Tevkifata ve İstisna Uygulamasına Konu Olmayan ve Belli Tutarı Aşması Halinde Beyan Edilecek Menkul Sermaye İratları

1- Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri,

2- Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller (01.01.2006 tarihinden önce ihraç/iktisap edilenler),

3- İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kâr paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar,

4- Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri,

5- Yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları (faiz, repo, kâr payı vb.),

6- Her çeşit alacak faizleri.

Türkiye’de vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan yukarıda belirtilen menkul sermaye iratları 1.580 TL’lik tutarı aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edileceklerdir. Burada bahsedilen 1.580 TL’lik tutar bir istisna olmayıp, gelirin beyan edilip edilmeyeceğinin tespitinde dikkate alınacak bir haddir. Buna göre, menkul sermaye iradı olarak elde edilen gelir 1.580 TL’yi aşıyorsa, elde edilen gelirin tamamı beyan edilecektir. Bu had yukarıda belirtilen gelirlerin her biri için ayrı ayrı uygulanmayacak olup, bu gelirler ile vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan menkul sermaye iratlarının toplam tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır.

d- 2016 Takvim Yılında Elde Edilen Bir Kısım Menkul Sermaye İradının Beyanında Dikkate Alınacak İndirim Oranı Uygulaması

Gelir Vergisi Kanunu’nun 76. maddesinin 5281 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yürürlükten kaldırılan ikinci fıkrasında, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (5), (6), (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratlarına (döviz cinsinden açılan hesaplara ödenen faiz ve kâr payları, dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilenler hariç) fıkrada belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın, bu iratların beyanı sırasında indirim olarak dikkate alınacağı belirtilmişti. Gelir Vergisi Kanunu’nun indirim oranı uygulamasına yönelik 76. maddesinin ikinci fıkrası 01.01.2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 5281 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmakla birlikte, anılan Kanunun geçici 67. maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmü gereğince 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonolarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde 31.12.2005 tarihinde yürürlükte olan hükümler esas alınacağından, indirim oranı uygulaması ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür.

İndirim oranı; Vergi Usul Kanunu’na göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, aynı dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranına bölünmesi suretiyle tespit edilmektedir.

Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre (474 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği([6])  ile) 2016 yılı için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranı %3,83’tür. Bu dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranı ise %10,03’tür. Buna göre, 2016 yılında elde edilen bir kısım menkul sermaye iradının beyanında uygulanacak indirim oranı (%3,83 / %10,03 =) % 38,19 olmaktadır.

Bu kapsamda, 2016 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarından, 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler indirim oranı uygulanmak suretiyle beyan edilecektir.

Ancak dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen menkul sermaye iratlarının beyanında indirim oranı uygulanmayacaktır. Ayrıca, ticari işletmelere dahil kazanç ve iratlar için indirim oranı uygulanması söz konusu değildir. Diğer taraftan, geçici 67. maddenin dördüncü fıkrası uyarınca, 75. maddenin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından 01.01.2006 tarihinden itibaren ödemeyi yapanlarca vergi tevkifatı yapılmakta olup, bu gelirlerin beyanı ve bu gelirlere indirim oranı uygulanması söz konusu değildir([7]).

e-  kâr Paylarının Vergilendirilmesi

Gerçek kişilerce, tam mükellef kurumlardan elde edilen ve Gelir Vergisi Kanunu uygulaması bakımından kâr payı sayılan gelirler aşağıdaki gibidir:

– Her nev’i hisse senetlerinin kâr payları,

– İştirak hisselerinden doğan kazançlar,

– Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kâr payları.

Tam mükellef kurumlardan elde edilen ve yukarıda sayılan kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan tutar vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır. Beyana tabi başka gelirlerin bulunmaması halinde, gelir 30.000 TL’yi aşıyor ise beyan edilecektir.

7- Diğer Kazanç ve İratlarda

Tam mükellef gerçek kişilerce elde edilecek diğer kazanç ve iratlar; Gelir Vergisi Kanunu’nun 80. maddesi ile izleyen maddelerinde belirtilen değer artış kazançları ile arızi kazançlarından oluşmaktadır. Tam mükellef gerçek kişiler istisna haddini aşan diğer kazanç ve iratlarını yıllık beyanname ile beyan etmek mecburiyetindedirler. 290 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile söz konusu istisna haddi 2016 yılına ilişkin değer artış kazançları için 11.000 TL; arızi kazançlar için ise 24.000 TL olarak belirlenmiştir (Gelir Vergisi Kanunu’nun 82. maddesinin 5 ve 6. bentleri hariç olmak üzere). Buna göre istisna haddini aşan tutardaki kazançlarda, istisna haddini aşan kısmı yıllık beyanname ile beyan edilir. İstisna uygulanmayan diğer kazanç ve iratlar da yıllık beyanname ile beyan edilir.

B- DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERDE

Türkiye’de yerleşik olmayan gerçek kişiler Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlardan dolayı dar mükellef olarak vergilendirilirler. Dar mükellef gerçek kişiler, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilir, yabancı ülkelerde elde ettikleri kazanç ve iratlarını Türkiye’de beyan etmezler. Türkiye’de ticari ve zirai faaliyet kazancının bulunduğu ve kaynaktan vergi kesintisine tabi olmayan ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı elde edilen hallere münhasırdır. Kaynakta vergi kesintisine tabi tutulmamış bu tür gelirler için yıllık beyanname verilir. Gelir vergisi tevkifatı yapılmamış diğer kazanç ve iratlar ile menkul sermaye iratları için ise münferit beyanname verilir. Dar mükellef kişiler ticari ve zirai faaliyetlerinden gelir elde etmeseler dahi yıllık beyanname verirler.

IV- YILLIK BEYANNAME VERİLMEYECEK HALLER

Yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmeyecek gelirleri; hiçbir şekilde beyan edilmeyecek gelirler ve belli bir haddi geçmemesi halinde beyan edilmeyecek gelirler olmak üzere 2 grupta incelenebiliriz.

A- TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERDE

1- Hiçbir Şekilde Yıllık Beyanname ile Beyan Edilmeyecek Gelirler

Türkiye’de elde edilen aşağıda yer alan gelirler için yıllık beyanname verilmez. Başka gelirler nedeniyle beyanname verilse bile bu gelirler yıllık beyannamede yer almazlar.

– Gerçek usulde vergilendirilmeyen  (bilanço ve/veya işletme hesabına göre vergiye tabi olmayan) zirai kazançlar,

– Tek İşverenden Alınan Ücretler: Tek işverenden alınan ve vergi tevkifatına tabi tutulmuş ücret, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek ve diğer gelirler dolayısıyla verilecek beyannamelere de ithal edilmeyecektir.

– Diğer Ücretler: Vergileri tevkifata tabi olmayan vergileri kendileri tarafından ödenen Gelir Vergisi Kanunu’nun 64. maddesinde yer alan kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar, özel hizmetlerde çalışan şoförler, özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri, gayrimenkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyecektir. Diğer gelirler nedeniyle beyanname verse bile, diğer ücretler beyannameye dahil edilmeyecektir.

– Kazanç ve İratların İstisna Haddi İçinde Kalan Kısmı: Kazanç ve iratları istisna hadleri içinde kalan mükellefler yıllık beyanname vermek zorunda değillerdir. Kazanç ve iratların istisna tutarları aşması halinde ise, bu gelirlerin toplam tutarı değil sadece istisna rakamını aşan tutarları beyan edilecektir.

  1. a) Gayrimenkul Sermaye İratları ve Menkul Sermaye İratları: 2016 yılında 1.580 TL’yi aşmayan vergi kesintisi ile vergilendirilmemiş ve istisna uygulamasına konu olmayan gayrimenkul sermaye iradı ve menkul sermaye iradı yıllık beyanname ile beyan edilmeyecek ve başka gelirler nedeniyle beyanname veriliyorsa, bu beyannameye dahil edilmeyecektir.
  2. b) Diğer Kazanç ve İratların Beyanı: Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar dışında kalan değer artış kazançlarının 2016 yılında 11.000 TL’si vergiden istisnadır. Bu kazançlar beyan edilmeyecektir. Bu değerlerin üstündeki değer artış kazançları beyan edilecektir. Arızi kazançların ise, işin terkinden sonra elde edilen kazançlar hariç 2016 yılı için 24.000.-TL’si gelir vergisinden istisnadır. Bu değerlerin üstündeki değer artış kazançları beyan edilecektir.

2- Belli Bir Tutarı Aşmaması Halinde Beyan Edilmeyecek Gelirler

a- Birden Fazla İşverenden Elde Edilen Ücret Gelirinin Beyanı

Birden fazla işverenden ücret almakla beraber birden sonraki işverenden alınan ücretler toplamı, 2016 yılı için 30.000 TL’yi aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri yıllık beyannameye dahil edilmeyecektir.

b- Vergiye Tabi Gelirler Toplamının 2016 yılı için 30.000 TL’yi Aşmaması Halinde Beyan Edilmeyecek Menkul Sermaye İratları ve Gayri Menkul Sermaye İratları

Vergiye tabi gelirler toplamının (tek işverenden alınan ücretler ve tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketlerince yapılan ödemeler hariç) 2016 yılı için 30.000 TL’yi aşmazsa,  Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.

Ticari ve serbest meslek kazanç elde eden bir mükellefin vergi tevkifatına tabi tutulmuş menkul ve gayrimenkul sermaye iratları var ise; beyan sınırı ile karşılaştırılacak tutar (2016 yılı için 30.000 TL) ticari ve serbest meslek kazancı ile menkul ve gayrimenkul sermaye iratları toplamıdır.

B- DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERDE

Dar mükellefiyette, tamamı Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan; ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlardan ise bu gelirler için yıllık beyanname verilmez ve diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

V- YILLIK BEYANNAME VERME VE ÖDEME TARİHLERİ

Bir takvim yılına ait beyanname izleyen yılın Mart ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar, gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticarî kazançlardan ibaret olması halinde izleyen yılın Şubat ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar, tam mükellefiyette vergiyi tarha yetkili vergi dairesine, dar mükellefiyette Türkiye’de vergi muhatabı mevcutsa onun Türkiye’de oturduğu yerin, Türkiye’de vergi muhatabı yoksa işyerinin, işyeri birden fazla ise bu işyerlerinden herhangi birisinin bulunduğu yer vergi dairesine verilir veya taahhütlü olarak posta ile gönderilir. Takvim yılı içinde memleketi terk edenlerin beyannameleri memleketi terke takaddüm eden 15 gün, ölüm halinde ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilir.  Beyanname verme süresinin son günü resmi tatil gününe rastlarsa, tatilden sonraki ilk iş gününün mesai bitim saatine kadar beyanname verilebilir.

Özel hesap dönemi tayin edilmemiş ise, 1 Ocak-31 Aralık 2016 döneminde elde edilen beyana tabi gelirlerin, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile 2017 yılının Mart ayının yirmi beşinci günü akşamına kadar (1 Mart-25 Mart) beyan edilmesi gerekmektedir. Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Yıllık Gelir Vergisi, Geçici Vergi, Katma Değer Vergisi ve Muhtasar Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir. Buna göre ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri; 2016 yılına ilişkin olup, 01-25 Mart 2017 tarihleri arasında verebilecekleri yıllık gelir vergisi beyannamesini, elektronik ortamda göndereceklerdir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 117. maddesine göre; Mart ayı içerisinde verilmesi gereken beyanname ile bildirilen gelir üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenir. Buna göre birinci taksit 1-31 Mart 2017, ikinci taksit ise 1-31 Temmuz 2017 tarihleri arasında ödenecektir. Hesaplanan vergi, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine ve borçlunun alacaklı tahsil dairesindeki hesabı bildirilmek şartıyla diğer tahsil dairelerine ödenebileceği gibi vergi tahsiline yetkili banka şubelerine de ödenebilecektir. Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını gerektiren durumlarda, beyan üzerine tarh edilen vergiler beyanname verme süreleri içinde ödenecektir.

VI- SONUÇ

Gelir vergisi gerçek kişiler tarafından elde edilen yıllık gelirler üzerinden alınan bir vergidir. Özel hesap dönemi tayin edilmemiş ise; 1 Ocak-31 Aralık 2016 tarihlerinde elde edilen gelirler beyan edilecektir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 85. maddesine göre, gelir vergisi uygulamasında temel ilke, mükelleflerin çeşitli gelir unsurlarından meydana gelen ve bir takvim yılında elde ettikleri kazanç ve iratlarını kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyannamede toplayıp ilgili vergi dairesine bildirmeleridir. Gelir vergisinde bütün kazanç ve iratların beyannamede toplanması esas olmakla beraber, bazı gelirler çeşitli nedenlerle beyan dışı tutulmuştur. Dolayısıyla böyle gelirler için beyanname verilmesi söz konusu değildir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 86. maddesine göre, mükellefin başka gelirler nedeniyle beyanname vermesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dahil edilmemesi gerekmektedir. Bazı gelirler ise şarta bağlı olarak beyan dışı bırakılmıştır.


YARARLANILAN KAYNAKLAR

1)Beyanname Düzenleme Kılavuzu; 2008, 2009, 2013, 2015; Maliye Hesap Uzmanları Derneği Yayını, İstanbul 2008, 2009, 2013, 2015.

2)Cem TEKİN; Kurumlar Vergisi Rehberi, Vergi Sorunları Dergisi, Özel Ek, İstanbul, Nisan 2008.

3)Gelir Vergisi Rehberi; Gelirler Kontrolörleri Derneği Yayını, Ankara 2011.

4)Mahmut SAYIN; Muzaffer EMEKÇİ; Vergi Kılavuzu 2008, Vergi Sorunları Dergisi, Özel Ek, İstanbul, Mayıs 2008.

5)Mehmet Akif ÖZMEN; Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyanname Rehberi 2008, Vergi Denetmenleri Derneği Yayını, Ankara 2008.

6)Mehmet ALTINDAĞ; Vergi Ve Revizyon Rehberi, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 2001.

7)Tuncel ATABEY; Gelir Vergisi Rehberi, Vergi Sorunları Dergisi, Özel Ek, İstanbul, Mart 2008.

8)193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun İlgili Maddeleri

9)6655 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

10)290 ve 296 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ve Diğer İlgili Genel Tebliğler

11)474 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği

12)VMD, Beyanname Düzenleme Rehberi 2013, Vergi Müfettişleri Derneği Yayını, Ankara 2013.

13)Vergi ve Beyanname Düzenleme Rehberleri; http://www.gib.gov.tr/index.php?id=66

14) www.gib.gov.tr; www.ivdb.gov.tr; ve www.rega.basbakanlik.gov.tr.

*   Vergi Müfettişi

[1]193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 06.01.1961 tarih ve 10700 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[2]Vergi Usul Kanunu, md. 9/2.

[3] 2016 takvim yılında elde edilen gelirlere ilişkin Gelir Vergisi Kanunu’nda yer alan ve yeniden değerleme oranında artırılan maktu had ve tutarlar, 290 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile belirlenmiş ve söz konusu Tebliğ 25.12.2015 tarih ve 29573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[4] Gelir Vergisi Kanunu md. 21.

[5] 5281 sayılı Kanun ile yapılan daha önceki düzenleme ile 31.12.2015 tarihine kadar geçerli olan bu maddenin yürürlük süresi, 6655 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle 31.12.2020 olarak değiştirilmiştir.

[6]474 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği, 11.11.2016 tarih ve 29885 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[7]296 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği, 27.12.2016 tarih ve 29931 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Yazarlar : ‘MEHMET YÜCEL’


Yorumları Görüntüle
Hiç yorum yapılmamış.