Türk Ticaret Kanunu’nda Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararları Aleyhine Dava Açılmasına İlişkin Düzenlemeler
I- GİRİŞ
Anonim şirketler yönetim kurulu tarafından temsil ve idare olunur. Yönetim kurulunun bu yetkisini kullanırken şirket yasal düzenlemelere uygun kullanması gerekmekle birlikte bazı hallerde pay sahipleri yönetim kurulu kararlarının yasal düzenlemelere uygun olmadığını düşünebilirler. Mülga Kanun’da yönetim kurulu kararlarının iptali ile ilgili olarak açık bir düzenleme yer almamakta idi. Öğretide ise, genel hükümler ile Sermaye Piyasası Mevzuatı’ndaki düzenlemeler doğrultusunda bu kararlar aleyhine butlan davası açılabilmesi benimsenmişti. Yeni Kanun’da konuyla ilgili boşluk doldurulmuş ve batıl yönetim kurulu kararları aleyhine butlan davası açılabilmesi yasal dayanağa kavuşturulmuştur. Gerek mülga ve gerekse cari Ticaret Kanunu’nda butlan niteliğinde olmayan yönetim kurulu kararları aleyhine doğrudan iptal davası açılabilmesi mümkün olmadığından yönetim kurulu kararları hakkında açılabilecek davaların iki grup halinde ele alınarak irdelenmesi uygun olacaktır.
II- İPTAL DAVASI
Hukuki işlemin iptali, ilgili kişinin bazı hallerde dava yoluyla bazı hallerde ise kendi iradesiyle işlemin iptal edildiğini karşı tarafa bildirmesiyle gerçekleşen bir hükümsüzlük halidir(1). Bilindiği üzere anonim şirketlerde yönetim kurulu idare yetkisini kullanırken şirket faaliyetleri ile ilgili muhtelif kararlar alarak bunları yönetim kurulu karar defterine kaydeder. Dolayısıyla bir yönetim kurulu kararının iptalinin söz konusu olabilmesi için öncelikle usulüne uygun bir yönetim kurulu kararının alınmış olması gerekmektedir. Ancak, 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nda yönetim kurulu kararları aleyhine doğrudan iptal davası açılabilmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu husus anılan maddeye ilişkin gerekçede; “Yönetim kurulu kararları iptal edilemez” şeklinde açıkça ifade edilmiştir. Kanun’da bu tür kararların niteliği ile ilgili bir belirleme yapılmamış, ancak butlana tabi kararlara bazı örnekler verilmiş olduğundan bu kararlar dışında kalan yönetim kurulu kararlarının iptale tabi kararlar olacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, iptale tabi yönetim kurulu kararlarının butlan kapsamı dışında kalan kararlar olduğunu söylemek mümkündür.
Kanun’da yönetim kurulu kararlarının iptalini öngören özel bir düzenleme olmamakla birlikte bazı konularla ilgili yönetim kurulu kararları hakkında iptal davası açılabileceği düzenlenmiş, böylece münferit bazı hususlarda yönetim kurulu kararları aleyhine dava yolu açık tutulmuştur. Buna göre; birleşme, bölünme ve tür değiştirme kararına olumlu oy vermemiş ve bunu tutanağa geçirmiş bulunan birleşmeye, bölünmeye veya tür değiştirmeye katılan şirket ortakları, bu karar bir yönetim organı tarafından verilmiş olsa dahi Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilmesinden itibaren iki ay içinde iptal davası açabileceklerdir (YTTK md. 192/1-2). Ayrıca, kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş anonim şirketlerde yönetim kurulunun sermaye artırımına yönelik kararları aleyhine belirli şartlar altında iptal davası açılabilmesi mümkün kılınmıştır (YTTK md. 460/5).
Diğer taraftan, öğretide de kabul edildiği üzere(2), yönetim kurulunca alınan ve batıl nitelikte bulunmayan yönetim kurulu kararlarının iptali için pay sahiplerinin genel kurula itirazda bulunmaları ve genel kurulun bu itiraza verdiği karara karşı yargı yoluna gidilmesi mümkündür. Zira, gerek mülga ve gerekse cari Ticaret Kanunu’nda Kanun veya esas sözleşme hükümlerine özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açılabilmesi imkanı mevcuttur (ETTK md. 381, YTTK md. 445/1).
Buna göre, genel kurul nezdinde yönetim kurulu kararlarına yapılacak itirazın görüşülebilmesi için öncelikle konunun genel kurul gündemine alınmış olması gerekmektedir. Bilindiği üzere genel kurul gündemi genel kurulu toplantıya çağıran tarafından belirlenmekte ve gündemde olmayan konularda müzakere edilememektedir (YTTK md. 413/1-2). Bununla birlikte, genel kurulu toplantıya çağırmak yönetim kuruluna ait bir yetki olmakla birlikte (YTTK md. 375/1-f), bazı hallerde (YTTK md. 412/1 gibi) bu çağrı yönetim kurulu tarafından yapılmamakta ve bu gibi durumlarda toplantıya ilişkin gündemin de çağrıyı yapanlar tarafından belirlenmesi icap etmektedir. Dolayısıyla pay sahiplerinin gündeme alınmasını istedikleri yönetim kurulu kararıyla ilgili olarak gündemi oluşturanlara başvurmaları halinde talep edilen hususların gündeme alınması mümkün olmakla birlikte azlığın(3) süresi içinde(4) başvurarak görüşülmesini talep ettiği yönetim kurulu kararlarının genel kurul gündemine alınmasında yasal zorunluluk bulunmaktadır(5) (YTTK md. 411/1).
Ayrıca belirtmek gerekir ki, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin dava açma süresi, genel kurul karar tarihinden itibaren üç ay olarak belirlendiğinden, genel kurul gündemine taşınan yönetim kurulu kararları için genel kurulca verilen karara karşı da bu süre içinde dava açılması gerekmektedir (YTTK md. 445).
III- BUTLAN DAVASI
İptale tabi kararların aksine batıl kararlar baştan itibaren hukuki sonuç doğurmayan ve zaman geçmesiyle de geçerli hale gelemeyen, özellikle Kanun’un emredici düzenlemelerine, kamu düzenine, ahlaka, kişisel haklara aykırı nitelikteki kararlardır (BK md. 27/1). Bu tür kararların geçersizliğine ilişkin tespit davasının her zaman açılması mümkün olduğu gibi(6) def’i olarak ileri sürülebilmekte ve mahkemece de re’sen dikkate alınabilmektedir.
İstisnai düzenlemeler haricinde Ticaret Kanunu’nda yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin olarak yasada açık bir hüküm bulunmamasına ve öğretide de bu kararlar aleyhine doğrudan iptal davası açılmasının mümkün olmadığı benimsenmesine karşın, mülga Kanun’un aksine Yeni Ticaret Kanunu’nda batıl yönetim kurulu kararlarının çerçevesi çizilmiştir. Buna göre, yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespitinin mahkemeden istenebileceği, özellikle de yönetim kurulunun, eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, diğer organların devredilemez yetkilerine giren veya bu yetkilerin devrine ilişkin kararlarının batıl olduğuna hükmedilmiştir (YTTK md. 391).
Düzenlemenin gerekçesinde belirtildiği üzere, hükümde en çok rastlanılan batıl kararlar sınırlı sayıda belirtilerek bu sebepler öne çıkarılmış; iptal edilebilir kararlarla bâtıl kararlar arasındaki farka açıklık getirerek pay sahibinin korunmasının güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Yine aynı kaynaktan, en sık rastlanılan batıl yönetim kurulu kararlarının pay sahiplerinin eşitliği ile ilgili düzenlemeleri ihlal eden kararlar olduğu anlaşılmaktadır(7).
Ticaret Kanunu’nda sayılan butlan halleri irdelendiğinde, eşitlik ilkesine aykırı kararların zaten çoğunlukla Sermaye Piyasası Kanunu’nca korunduğu, anonim şirketin temel yapısına uymayan kararların ise örneğin bütün pay sahipleri için bilânço açıklarını kapatmak amacıyla ek ödenti belirlenmesi durumunda olduğu gibi anonim şirketlerde sorumluluğun sahip olunan payla sınırlı olması ilkesine aykırı nitelikteki kararlar gibi olduğu görülmektedir. Pay sahiplerinin temel haklarını tamamen ortadan kaldıracak kararlar kadar bu hakları kısmi olarak kısıtlayan kararların da batıl olduğunu belirtmek gerekir. Dolayısıyla, yasa koyucunun anonim şirket yönetim kurulu kararlarının butlanına ilişkin düzenlemelerde, esas olarak bu şirketlerin temel yapısını, sermayesinin korunmasını ve pay sahiplerinin haklarına ilişkin emredici düzenlemelere uyulmasını sağlamayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
IV- SONUÇ
Özellikle mülga Kanun döneminde sıkça tartışılan konulardan biri de yönetim kurulu kararlarının iptalinin veya butlanının talep edilip edilmeyeceği idi. Öğretide batıl yönetim kurulu kararlarının genel hükümler çerçevesinde butlanının tespitinin dava konusu yapılabilmesi benimsenmiş olmakla birlikte bu hususta Ticaret Kanunu zemininde açık bir düzenleme bulunmamaktaydı. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile bu boşluk doldurulmuş olup, yönetim kurulunun hangi tür kararlarının batıl olduğu gerekçesiyle mahkemeye taşınabileceğine dair bir çerçeve çizilmiştir. Batıl nitelikte olmayan yönetim kurulu kararlarının iptaline ise istisnai birkaç düzenleme haricinde gerek mülga ve gerekse cari Ticaret Kanunu’nda izin verilmemiş olmakla birlikte bu nitelikteki kararların genel kurul gündemine taşınarak müzakere edilmesinin yolu da zımnen açık tutulmuştur.
KAYNAK
* Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi
(1) Mehmet AYAN, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, s. 93
(2) Bkz. Yrg. 11. HD.’nin, E. 1988/3414, K.1989/260 sayılı Kararı.
(3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 411/1. maddesine göre sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde ise yirmide birini oluşturan pay sahipleri azlığı oluşturmaktadır.
(4) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 411/2. maddesine göre gündeme madde konulması istemi, çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşmış olmalıdır.
(5) Bkz. 28.11.2012 tarih ve 28481 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik, md. 13/2, 3, 4
(6) Örneğin; Yrg. 11. HD.’nin, 15.10.1993 tarih ve E. 4885, K. 6526 sayılı Kararı.
(7) Bkz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Madde Gerekçeleri, TBMM internet sayfası
‘ÖZDEM SATICI TOPRAK’