Tevkifat İşlemlerinde KDV İadesi-II
Yaklaşım / Mayıs 2015 / Sayı: 269
3- SGK Prim Borçlarına Mahsup
KDV iade alacağının, SGK’ya olan borçlara (sosyal sigorta primi, işsizlik sigortası primi ve idari para cezası borçları ile bunların ferilerine) mahsubu mümkündür.
Bu talep, mükellefin SGK’dan alıp mahsup dilekçesine ekleyeceği, mahsubu talep edilecek prim borçlarını ve varsa gecikme zammı ve cezası tutarlarını gösteren belgeye göre değerlendirilir. Cari dönem borçlarına ilişkin mahsup taleplerinde söz konusu belge aranmaz.
Söz konusu belgeye prim alacaklısı SGK şubesinin banka hesap numarası da yazılır. Mahsup edilecek prim borcu tutarları mükellefin vergi dairesince ilgili şubenin banka hesap numarasına gönderilir.
Bu şubelerdeki prim borcu, vergi iadesi talep eden mükellefin kurumdan getirdiği belgelerin tesliminden sonra, ödeme veya diğer nedenlerle vergi dairelerince gönderilen tutara göre azalmışsa, prim borcu tutarından arta kalan kısım ilgili SGK şubesi tarafından vergi dairesine iade edilir. Arta kalan tutarın prim borçlusuna iadesi veya ileride doğacak prim borçlarına mahsup edilmek üzere SGK şubesinde bekletilmesi mümkün değildir.
a) Mahsubu Talep Edilen Prim Borcu İçin Gecikme Zammı Uygulanması
SGK prim borçlarının tahsilinde de 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulandığından, vergi dairesince bu işlemlerin gerçekleştirildiği tarihte prim borcunun vadesinin geçmiş olması halinde, borcun vade tarihi ile SGK’ya ödemenin yapıldığı tarihler arasında gecikme zammı uygulanabileceği hususunun mükelleflerce göz önünde bulundurulması gerekir.
KDV iade alacaklarının SGK prim borçlarına mahsubunu isteyen mükelleflerin mahsup dilekçesi ve iade talebinde aranan belgeleri verilmesi mümkün olan en erken tarihte, fakat en geç KDV beyannamelerinin verildiği ayın son gününe kadar vergi dairelerine intikal ettirmeleri gerekmektedir.
b) Mahsup İşlemi
SGK prim borçlarına mahsup işlemleri, Tebliğ’de belirtilen belgelerin yukarıda belirtilen süre içerisinde ibrazından sonra, en geç 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun(1) 88. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak lehine mahsup talep edilenler için belirlenecek prim borcu vade tarihinden önce tamamlanır.
KDV iade alacaklarının SGK prim borçlarına mahsubunda primlerin en geç ödenmesi gereken yasal süre konusunda, MB 18.12.2013 tarih ve GİB.0.06.55-130[5532-810 sayılı Genel Yazıda,
“vadesi her ayın 15’inde sona eren SGK prim borçlarına mahsup taleplerinde, yaşanan/yaşanabilecek gecikmelerin ve doğabilecek mükellef mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla, sigorta prim borçlarının KDV iadesinden mahsubu suretiyle ödenmesinde son ödeme tarihinin her ayın 25’i olarak belirlenmesi yönünde bir düzenleme yapılmasının uygun olacağı SGK Başkanlığı’ndan (Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü) Başkanlığımızca talep edilmiştir.
Konuya ilişkin olarak söz konusu Başkanlıktan alınan 02.12.2013 tarih ve 19306090 sayılı cevabi yazıda; “Cari ay prim borçlarının 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 13. fıkrası kapsamında KDV iadesinden mahsup suretiyle ödenmesinde uygulamanın, Kanun’da yazılı nihai süreye 5 gün ilave edilerek sürdürülmesi yönünde Başkanlıklarınca “Olur” alındığı ve buna ilişkin 28.11.2013 tarih ve 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İşveren Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile gerekli değişikliklerin yapıldığı” ifade edilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; KDV iade alacaklarının SGK prim borçlarına mahsup talepleri ile ilgili olarak, henüz sonuçlandırılmamış olanlar ile bu Tebliğ’in yayım tarihinden itibaren gerçekleştirilecek olan işlemlerde yukarıda yer alan açıklamalara göre hareket edilecektir.”
denilmektedir.
Servis taşımacılığı işiyle iştigal eden mükellefin tevkifat uygulamasından kaynaklanan KDV iade alacaklarının Bağ-Kur prim borçlarına mahsup edilip edilemeyeceği hususunda verilen Özelge’de(2), “Bağ-Kur prim borçlarınızın KDV iade alacaklarınızdan mahsubu suretiyle ödenmesi mümkün bulunmamaktadır.” şeklinde idari görüş bildirilmiştir.
4- Ortakların Vergi Borçlarına Mahsubu
Mükellefler, tevkifattan kaynaklanan KDV iade alacaklarını; ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) yukarda belirtilen borçlarına mahsubunu talep edebilirler.
KDV Genel Uygulama Tebliği’nin “IV. KDV İadesinde Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün A-7.1. maddesinde; “İade talebi, iade türü itibarıyla 429 Seri No.lu VUK Genel Tebliği ekinde yer alan standart iade talep dilekçeleri kullanılmak suretiyle yapılır. Kollektif şirketler, adi komandit şirketler ve adi ortaklıklarda iade alacaklarının ortakların vergi borçlarına mahsubu ile ilgili dilekçeye, diğer ortakların mahsup yapılmasına izin verdiğini gösteren noter tasdikli belgeler de eklenir. Ortaklık sözleşmesinde iade alacağının ortaklardan hangisinin borcuna mahsup edileceğinin açıkça belirtilmiş olması halinde ise ayrıca bir belge aranmaz.” denilmektedir.
Mahsup talebinde bulunan şirket tüzelkişiliğini veya adi ortaklığı temsile yetkili kişilerin imzalayıp kaşeleyecekleri talep dilekçesine, vergi borcunun mahsubu talep edilen ortakların adı, soyadı, unvanı, vergi dairesi, sicil numarası, vergi borcunun türü, dönemi, tutarını belirleyen bir liste eklenecektir. Diğer ortakların mahsup yapılmasına izin verdiğini gösteren noter tasdikli belgeler de eklenir.
84 No.lu KDV Genel Tebliği’nin IV/1-13 bölümünde, sermaye şirketleri ile kooperatiflerin ihracattan doğan KDV iadelerinin, ortaklarının vergi borçlarına mahsubuna imkan verilmesine karşılık, KDV Genel Uygulama Tebliği’nde, bu duruma yer verilmemiştir.
5- Vergi Dairelerince Yapılacak İşlemler
Mahsuben iade için iade talep dilekçesi ve iade için aranan belgelerin eksiksiz ve tam olarak verilmiş olması gerekir. Vergi dairelerince yapılan işlemler sırasında meydana gelen gecikme nedeniyle zamanında mahsubu yapılamayan, vergi dairesine olan borçlar için gecikme zammı uygulanmaz.
KDV iade alacağının kesinleştiği (iadeye hak kazanılan) tarih ve tutar itibarıyla, vadesi geçmiş borçlara bu tarihten sonra gecikme zammı uygulanmaz.
KDV iadesi için mahsuben iadeye ilişkin iade talep dilekçesi olmaksızın, gerekli belgelerin ibraz edilmiş olması halinde, iade talebinde bulunulmamış sayılır. İlgili dönem KDV beyannamesinde iade beyanında bulunulmuş olması da bu şekilde işlem tesisine engel teşkil etmez.
Vergi dairesine olan borçlara mahsup taleplerinde vergi daireleri, belge ya da belgelerdeki muhteviyat eksikliklerini veya KDVİRA sisteminin tespit ettiği olumsuzlukları mükellefe yazı ile bildirirler. Yazının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde eksiklikleri/olumsuzlukları gideren mükelleflerin mahsup talepleri, mahsup dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarih itibarıyla yerine getirilir ve bunlara gecikme zammı uygulanmaz.
30 günlük ek süreden sonra eksiklikleri/olumsuzlukları gideren mükelleflerin mahsup talepleri ise eksikliklerin/olumsuzlukların giderildiği tarih itibarıyla yerine getirilir ve borcun vadesinden mahsup tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı uygulanır.
Mahsup dilekçesinin verilmesi ancak elektronik ortamda gönderilmesi gereken belgelerin gönderilmemesi veya belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde de bu doğrultuda işlem tesis edilir.
C- NAKDEN İADE TALEPLERİ
Mükellefin talebi halinde, tevkifat uygulaması kapsamına giren işlemlerden kaynaklanan iade alacaklarının aşağıda her bir işlem türüne ilişkin olarak yapılan belirlemeler dahilinde nakden iadesi mümkündür.
1- Teminat ve/veya VİR İle Yerine Getirilecek Nakden İade Talepleri
Kısmi tevkifat uygulanan;
– Temizlik, bahçe ve çevre bakım hizmetleri,
– Makine, teçhizat, demirbaş ve taşıtlara ait tadil, bakım ve onarım hizmetleri,
– Her türlü yemek servisi ve organizasyon hizmetleri,
– Etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri hizmetler,
– Fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işleri ile fason ayakkabı ve çanta dikim işleri ve fason işlerle ilgili aracılık hizmetleri,
– Yapı denetim hizmeti,
– Servis taşımacılığı hizmeti,
– Her türlü baskı ve basım hizmeti,
– İşgücü temin hizmeti,
– Turistik mağazalara verilen müşteri bulma/götürme hizmeti
ile ilgili nakden iade talepleri münhasıran teminat ve/veya VİR ile yerine getirilecektir. İade talebinin tamamı kadar teminat verilmesi halinde teminat, münhasıran VİR sonucuna göre çözülür.
2- VİR veya YMM Raporu İle Yerine Getirilecek Nakden İade Talepleri
Kısmi tevkifat uygulanan;
– Yapım işleri ile bu işlerle birlikte ifa edilen mühendislik-mimarlık ve etüt-proje hizmetleri,
– Spor kulüplerinin yayın, isim hakkı ve reklâm gelirlerine konu işlemleri,
– Kamu kurumlarına yapılan tevkifata tabi olduğu belirtilen hizmetler dışında kalan hizmetler,
– Külçe metal teslimi,
– Bakır, çinko ve alüminyum ürünlerinin teslimi,
– Metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt ve cam hurda ve atıklarının teslimi,
– Metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt ve cam hurda ve atıklarından elde edilen hammadde teslimi,
– Pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile ham post ve deri teslimi,
– Ağaç ve orman ürünleri teslimi
ile ilgili 5.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri teminat, VİR ve YMM raporu aranılmadan yerine getirilir.
5.000 TL ve üzerindeki iade talepleri ise VİR sonucuna göre veya YMM raporu ile yerine getirilir. 5.000’yi aşan kısım için teminat verilmesi halinde teminat, VİR sonucuna göre veya YMM raporu ile çözülür.
D- İADE UYGULAMASI İLE İLGİLİ DİĞER HUSUSLAR
1- Kısmı Tevkifat İadesinde İhracata Ait İade Usulleri Uygulanır
İade taleplerinin yerine getirilmesinde KDV Genel Uygulama Tebliği’nde açıklama bulunmayan durumlarda, KDV Kanunu’nun (11/1-a) maddesinde düzenlenen gümrük beyannameli mal ihracından kaynaklanan iade talepleri için geçerli olan usul ve esaslara (indirimli teminat uygulaması hariç) göre işlem yapılacaktır.
2- Mükellef Daha Sonraki Dönemlerde İade Talebinde Bulunabilir
Mükelleflerin tevkifat uygulaması kapsamındaki işler dolayısıyla alıcı tarafından tevkifata tabi tutulan KDV’yi, ilgili dönemde iade konusu yapmama tercihinde bulunduktan sonra, izleyen dönemlerde bu tercihlerinden vazgeçerek iade talep etmeleri mümkündür. Ancak, tevkifatlı işlemin gerçekleştiği dönem için düzeltme beyannamesi verilecektir.
Aynı şekilde, mükelleflerin tevkifat uygulanan tutarı beyannamede iade olarak gösterdikten sonra, iade işlemi tamamlanıncaya kadar bu tercihlerinden vazgeçmeleri mümkündür. Bu durumda da iade beyanının yapıldığı dönem için düzeltme beyannamesi verilecektir.
Her iki durumun da bir dilekçe ile bağlı olunan vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir.
3- Tevkifat ve İndirimli Orandan Kaynaklanan KDV İadelerinin Bir Arada Bulunması
Aynı işlem dolayısıyla, tevkifat ve indirimli oran uygulamaları nedeniyle KDV iade alacağı doğmuşsa, öncelikle tevkifattan doğan KDV alacağı iade edilecektir.
Örnek: Mayıs/2014 döneminde fason tekstil ve konfeksiyon teslimi 300.000 TL olan bir mükellefin tevkifattan dolayı (300.000 x %8 x 5/2 =) 12.000 TL iade hakkı doğmuş bulunmaktadır.
Aynı işlemden dolayı indirimli oranda teslim yapılmış olmasından dolayı KDV Kanunu’nun 29/2. maddesi uyarınca ayrıca iade hakkı doğmuş bulunmaktadır. İade hakkı Mayıs/2014 dönemine kadar kümülatif olarak hesaplanan ve iade edilmeyecek sınır olan 15.800 TL düşüldükten sonra kalan kısım iadeye konu edilecektir. Ancak yıl içinde nakden iade mümkün olmayıp, ancak aylık mahsuben iade söz konusu olabilecektir.
Yukarda belirtilen mükellefin toplam 15.000 TL iade talebinin bulunduğunu varsayalım. Önce 12.000 TL’lik kısım, daha sonra (15.000 – 12.000 =) 3.000 TL’lik kısım yerine getirilecektir. Tevkifattan doğan kısım yıl içinde nakden yerine getirilir.
Mükellefin aynı dönemde başka iade hakkı doğuran işlemlerinin bulunması halinde bu işlemlere ait iade talepleri, söz konusu işlem veya işlemlerle ilgili usul ve esaslar çerçevesinde sonuçlandırılacaktır.
Mükellefin aynı dönemde diğer iade hakkı doğuran işlemlerinin (indirimli orana tabi işlemler hariç) de bulunması ve iade edilmesi gereken KDV tutarının, tevkifat ve diğer iade hakkı doğuran işlemlere ilişkin iade beyanı toplamından küçük olması halinde, iade talepleri mükellefin işlem türü bazında tercihi doğrultusunda sonuçlandırılacaktır.
4- İade Talebi Vergilendirme Dönemleri İtibariyle Yapılır
İade alacakları, her bir vergilendirme dönemi için ayrı ayrı talep edilecektir. Birden fazla döneme ilişkin iade alacaklarının, kümülatif hesaplama yapılmak suretiyle birlikte (toplam tutar olarak) iadesi talep edilemeyecektir.
5- YMM Raporu İşlem Türleri İtibariyle Düzenlenmelidir
İadenin YMM raporu verilmek suretiyle talep edildiği durumlarda, aynı takvim yılı içinde bulunmak ve her bir vergilendirme dönemine ait iade tutarı ayrı ayrı belirtilmek/hesaplanmak, istenilen bilgilere her bir dönem itibarıyla ayrı ayrı yer verilmek koşuluyla birden fazla vergilendirme dönemi için tek bir YMM raporu verilmesi mümkündür.
İade alacağının YMM raporu ile alınmak istendiği hallerde, esas itibarıyla, YMM raporunun her bir iade hakkı doğuran işlem türü itibarıyla ayrı ayrı düzenlenerek verilmesi gerekmektedir. Ancak, farklı iade hakkı doğuran işlemlerden (tam istisna kapsamındaki işlemler, indirimli orana tabi işlemler, kısmi tevkifat uygulaması kapsamındaki işlemler gibi) kaynaklanan iade taleplerinin, aynı vergilendirme dönemine ilişkin olması kaydıyla, aynı YMM raporuna istinaden sonuçlandırılması mümkündür. Bu durumda YMM raporu, her bir işlem türüne ait iade tutarı ayrı ayrı belirtilmek/hesaplanmak, istenilen bilgilere ayrı ayrı yer verilmek ve benzeri hususlara dikkat edilmek suretiyle hazırlanır.
6- YMM Raporu Talep Edilecek Azami Tutar
YMM Raporunun arandığı hallerde YMM raporlarına ilişkin limitlerde gümrük beyannameli mal hizmet ihracından kaynaklanan iade talepleri için öngörülen tutarlar süresinde yapılmış tam tasdik sözleşmesi varsa sınırsız, yoksa 1.1.2015 tarihinden itibaren aylık 448.000 TL’lik tutar geçerlidir.
7- Tevkifattan Doğan KDV İade Alacağının İndirimli Orana Tabi Usullere Göre Alınıp Alınmayacağı
Fason tekstil ve konfeksiyon işleri ile ilgili olarak tevkifattan doğan iade alacağının talep edilmeyip indirimli oran uygulamasından doğan KDV iade alacağının YMM Raporu ile talep edilip edilemeyeceği, konusunda verilen bir Özelgede(3) aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır.
“Buna göre, fason tekstil ve konfeksiyon işleri dolayısıyla, tevkifat ve indirimli oran uygulamalarından doğan KDV iade alacaklarında, öncelikle tevkifattan doğan KDV iade alacağı dikkate alınacak olup; tevkifattan doğan KDV iade alacağı talep edilmeden indirimli orana tabi teslimden kaynaklanan KDV iade alacağının talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, söz konusu işlere ilişkin tevkifattan doğan 2.000 TL ve üzerindeki mahsuben iade talepleri ile nakden iade talepleri, 117 No.lu KDV Genel Tebliği’nin (5.2) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde münhasıran teminat ve/veya VİR ile yerine getirilecektir.”
8- İade Alacağının Üçüncü Kişilere Nakden veya Mahsuben Ödenmesi
İade alacağının tamamının üçüncü kişilere nakden ödenmesinin talep edilmesi halinde, iade hakkı sahibi mükellefe nakden iadeye ilişkin usul ve esaslar uygulanır. Bu durumda, alacağın üçüncü kişilere ödenmesine ilişkin talep, alacağın açık bir şekilde kime temlik edildiğini içeren, noter tarafından onaylanmış alacağın temliki sözleşmesi ile yapılır. Mahsup sonrası alacağın, üçüncü kişilere nakden iadesinin talep edilmesi halinde de alacağın temlikine ilişkin talebin yukarıda belirtilen şekilde yapılması gerekmektedir.
İade alacağının, Tebliğ’in (I/C-2.1.5.2.1.) bölümünde belirtilmeyen; mükellefin kendisinin vergi dairesine olan borçlarına veya üçüncü kişilerin vergi dairesine olan borçlarına mahsubunun talep edilmesi halinde, iade hakkı sahibi mükellefe nakden iadeye ilişkin usul ve esaslar uygulanır. Üçüncü kişilerin vergi dairelerine olan borçlarına mahsubunun talep edilmesi halinde, önceki paragrafta yapılan açıklamalara göre işlem tesis edilir.
9- Mahsuptan Sonra Kalan Alacağın Nakden İadesi Talebi
İade hakkı sahiplerince, iade alacaklarının mahsubundan sonra kalan kısmının nakden iadesinin istenmesi halinde, ilgili bölümlerde nakden iade için yapılan açıklamalara göre işlem yapılacaktır. Bu şekilde yapılacak iadede, mahsup yoluyla iade edilen kısım, teminatsız incelemesiz nakden iade için bir sınır belirlenmişse, belirlenen sınırın hesabında dikkate alınmayacaktır.
* YMM
(G) Yazının I. Bölümü İçin Bkz. Yaklaşım, Sayı: 268, Nisan 2015, s. 9-13
(1) 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) İstanbul VDB’nin, 02.09.2013 tarih ve 39044742-KDV.9-1398 sayılı Özelgesi.
(3) İzmir VDB’nin, 20.08.2013 tarih ve 21152195-35-02-509 sayılı Özelgesi.