GENEL
MEHMET MOLLAİSMAİLOĞLU Tarafından Tarihinde yazıldı
Bu yazı 24.311 defa okundu

Sosyal Güvenlik Kurumu Alacaklarında Limited Şirketlerin Sorumluluğu


I- GİRİŞ

6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 573. maddesine göre limited şirket; bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, ortaklarının mesuliyeti koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile esas sermayesi belirli olup bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşan şirkettir.

Yine, aynı Kanun maddesinin ikinci fıkrasına göre; ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.

Buna göre, borca yetecek kadar mal varlığı olmayan limited şirketin borçlarından dolayı şirket ortaklarının da sorumluluğu bulunmakla beraber bu sorumluluk taahhüt etmiş olduğu sermaye ile sınırlıdır. Taahhüt edilen sermayeyi şirkete ödemiş olan limited şirket ortağının şirketin borçlarından dolayı hiçbir sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak, kamu alacağını ödemeyen limited şirketlerin borcundan dolayı limited şirket ortaklarının sorumluluğu bu hükümden farklı olup 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesinde düzenlemiştir.

Ayrıca; limited şirketin ödenmeyen kamu borçlarından dolayı kanuni temsilcilerin sorumluluğu da 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile düzenlemiştir.

Aslında bir kamu alacağı değil de bir parafiskal gelir olarak değerlendirilmesi gereken sosyal güvenlik prim ve diğer alacakları da 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88. maddesinin 15. fıkrasına göre kamu alacağı sayılmaktadır. Yine aynı Kanun maddesinin 16. fıkrası ile 5502 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’na göre; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödenmeyen sosyal güvenlik primi ve diğer alacakların tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51, 102 ve 106. maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanmaktadır.

Bu çerçevede; yazımızda öncelikle limited şirketlerin ortak ve üst düzey yöneticilerinin 6183 sayılı Kanun’a göre kamu borçlarından sorumluluklarını daha sonra da aynı Kanun’u uygulamakla beraber sosyal güvenlik alacaklarında üst düzey yöneticilerin sorumluluklarının 5510 sayılı Kanun nedeniyle arz ettiği farklılıkları açıklamaya çalışacağız.

II- LİMİTED ŞİRKETLERDE KAMU BORÇLARINDAN SORUMLULUK

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 623. maddesine göre; şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir ve şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. Ancak; en azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir. Şirketin müdürlerinden biri tüzel kişi olursa, bu görevi tüzel kişi adına yerine getirecek bir gerçek kişinin tüzel kişilikçe belirlenmesi gerekir. Müdürler, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesinde, “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.”

Buna göre,

1- Kamu alacağının tahsili amacıyla yapılan mal varlığı araştırması sonucunda limited şirketin hacze uygun herhangi bir mal varlığının bulunmaması nedeniyle tahsil edilememiş olması,

2- Haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine karşın satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilememiş olması,

3- Limited şirketin haczedilen mal varlığına biçilen değerin kamu alacağını karşılayamayacağının anlaşılması,

4- Hakkında iflas kararı verilen borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması

hallerinde şirket müdürleri sadece görev yaptıkları dönemle ilgili kamu borçlarından şahsi malvarlıklarıyla sorumludurlar. Buradaki sorumluluk, birincil bir sorumluluk değil limited şirketten tahsil imkanının kalmaması durumunda devreye giren ikincil bir sorumluluktur.

III- LİMİTED ŞİRKETİN ÜST DÜZEY YETKİLİLERİNİN SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88. maddesinin 16. fıkrasına göre Kurum’un süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51, 102 ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanmaktadır.

Yine, aynı Kanun maddesinin tüzel kişiliğe haiz işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borçlarından üst düzey yöneticilerin sorumluluğunu düzenleyen 20. fıkrasında yapılan düzenlemeyle de 6183 sayılı Kanun’un Kanuni temsilcilerinin sorumluluğunu düzenleyen mükerrer 35. maddesinin uygulaması dışında Kurum’a daha üst yetkiler verilmiştir.

Tüzel kişiliğe haiz işverenlerin borçlarından üst düzey yöneticilerin sorumluluğunu düzenleyen 20. fıkrasında, “Kurum’un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun’da belirtilen sürelerde ödenmez ise, kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” denilmektedir.

Dolayısıyla, limited şirket müdürleri şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borçlarından dolayı görev yaptıkları dönem itibariyle diğer kamu alacaklarının aksine şirketle beraber aynı anda müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Buna göre, limited şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan sigorta primleri ve diğer alacaklarının vadesinde ödenmemesi durumunda, müdürlerin limited şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesindeki “şirket malvarlığından tahsil edilememiş olması veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması” şartına bakılmaksızın şirket müdürlerinin görev yaptıkları dönemle sınırlı olmak kaydıyla şirketle beraber aynı anda ve borcun tamamından birincil bir sorumluluğu söz konusu olmaktadır.

IV- LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARININ SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU

5510 sayılı Kanun, tüzel kişilerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borcundan dolayı üst düzey yöneticilerin sorumluluğunda yukarıda anlatılan şekilde 6183 sayılı Kanun’a göre daha etkili bir hüküm getirmiş ancak, limited şirket ortakları için herhangi bir hüküm ön görmemiştir. Bu nedenle, limited şirket ortaklarının sorumluluğu için diğer kamu alacaklarında olduğu gibi 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesine göre değerlendirme yapmak gerekmektedir.

6183 sayılı Kanun’un 35. maddesinde, “Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.” hükmünü düzenlediğinden şirket ortakları sorumlu tutmak için,

1- Limited şirketin hacze uygun herhangi bir mal varlığının bulunmaması nedeniyle tahsil edilememiş olması,

2- Haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine karşın satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilememiş olması,

3- Limited şirketin haczedilen mal varlığına biçilen değerin kamu alacağını karşılayamayacağının anlaşılması,

4- Hakkında iflas kararı verilen borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması

gerekmektedir.

Ancak, limited şirketin kamuya olan borçlarından dolayı ortaklar borcun tamamından değil limited şirketteki sermaye hissesi oranında sorumlu tutularak haklarında cebri icra işlemleri yapılmak durumundadır.

Örnek olarak; Sosyal Güvenlik Kurumu’na 2014 1-6 ay sigorta primlerinden dolayı 1.000.000 TL borcu olan ve hacze kabil hiçbir malvarlığı olmayan XXX Gıda Temizlik İnşaat Sanayi Limited Şirketinin % 30 hisse ile A, % 60 hisse ile B ve %10 hisse ile C şahısları olmak üzere 3 ortağının olduğunu ve 31.12.2012 yılı itibariyle 3 yıllığına müdür olarak seçilen şirket ortağı C şahsının yanında D şahsının da dışarıdan müdür olarak atandığını varsaydığımızda; limited şirketin Kurum’a olan 1.000.000 TL borcu için;

A şahsının % 30 hisseye sahip olduğu için 300.000 TL’sinden,

B şahsının % 60 hisseye sahip olduğu için 600.0000 TL’sinden,

C şahsının ise her ne kadar % 10 hisseye sahip olsa da şirket müdürü olduğu için tamamından sorumlu tutulması gerekmektedir.

Yine; dışardan müdür olarak atanan D şahsı da herhangi bir hisseye sahip olmasa da üst düzey yöneticilikten dolayı borcun tamamı olan 1.000.000 TL kadar sorumlu olacaktır. Ancak; Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarında üst düzey yöneticiler için “şirket malvarlığından tahsil edilememiş olması veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması” şartı aranmadığından C ve D şahıslarının sorumluluğu müşterek ve müteselsillik ilkesi gereği limited şirketle aynı anda ve birincil bir nitelikte olacaktır.

Ayrıca, yine 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesinin ikinci fıkrasında “Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.” hükmünden dolayı devreden ortağın dönemindeki borçtan devreden ortak da devralan ortak da yukarıda anlatılan şartlar dahilinde hisseleri oranında aynı anda ve bütün mal varlıkları ile sorumlu olacaktır. Buna göre, payını devreden ortağın kendi döneminde sorumluluğu ortadan kalkmamakta olup devralan ortakla beraber hissesi oranında devam etmektedir. Buna karşın payı devralan ortak ise kendi döneminde oluşan borçlardan sorumluluğunun yanında devreden ortağın döneminden kalan borçtan da sorumlu bulunmaktadır.

V- SONUÇ

Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tahsilatının etkinliğini sağlamak amacıyla 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasından farklı bir şekilde, 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesi, limited şirket müdürlerini limited şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu tutmuştur. Bu sorumluluğun bir sonucu olarak da limited şirketle beraber ve aynı anda olmak üzere şirket müdürlerini tamamına 6183 sayılı Kanun’un gereği takip yapılacak ve her türlü mal varlıklarından Kurum alacağının tahsil edilmesi yoluna gidilecektir. Anılan madde ile limited şirket müdürlerini üst düzey yönetici sıfatıyla sorumlu tutarak bunları, sosyal sigorta primlerinin zamanında ödenmesi konusunda özenli davranmaya zorlamak amacını gütmektedir.

5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 18. fıkrasında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakların amme alacağı olarak nitelendirilmektedir. Bu hükme rağmen; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun alacakları için limited şirketlerin takibinde kamu alacaklarının tahsil usulünü düzenleyen 6183 sayılı Kanun hükümlerinden farkı hükümlerin söz konusu olması ve hangi Kanun hükümlerin uygulanması gerektiği haklı olarak bir tartışma konusu olmaktadır. Fakat sonuç olarak, özel hükümleri ihtiva eden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun’un 88. maddesinin 20. fıkrasının, genel hükümleri ihtiva eden 6813 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesine göre uygulama önceliği bulunmaktadır.

KAYNAK:

*           SGK, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü, İhtilaflı Primler Daire Başkanlığı, Şube Müdür V.


Yazarlar :
‘UFUK DORUK’


Yorumları Görüntüle
Hiç yorum yapılmamış.