DUYURULAR
MEHMET MOLLAİSMAİLOĞLU Tarafından Tarihinde yazıldı
Bu yazı 2.883 defa okundu

MALİYE BAKANLIĞI ÖZELGELERİ


Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 09.10.2015
Sayı : 27192137-105[2013-275]-143

VUK Mük. Md. 242

AKARYAKIT İSTASYONLARINDA
e-FATURA UYGULAMASI

Taşıt tanıma, müşteri tanıma veya özel anlaşmalara dayanılarak yapılan akaryakıt satışları ile ilgili olarak bilahare ayrıca fatura düzenleneceği için bu tür satışlarda her iki tarafın da e-Fatura kullanıcısı olması halinde  e-Fatura uygulaması kapsamında fatura düzenlenmesi gerekmekte olup, bu satışlar dışında, taşıtlara yapılan ve akaryakıt pompalarına bağlı ÖKC’lerden otomatik olarak çıkan (plaka numarası ihtiva eden ve fatura yerine geçen) fişlerle belgelenen satışlarda ise ayrıca e-Fatura düzenlenmeyeceği; elektronik faturanın kâğıt çıktısına “İrsaliye yerine geçer” ifadesinin yazılması suretiyle sevk irsaliyesi olarak işlem yapılabileceği hk.

Özelge talep formunuzda; Başkanlığımız ……… Vergi Dairesinin ……….. vergi kimlik numarası ile toptan ve perakende madeni yağ ticareti yapan firmanızın elektronik fatura uygulamasına geçtiği,

– E-fatura modülünde GTİP No’larına ilişkin bir alan bulunmadığından faturada gösterilme zorunluluğu bulunan GTİP No’sunun e-faturanın alt tarafında bulunan diğer kısmına yazılması sırasında 10-15 kalem madeni yağ olması durumunda hepsinin GTİP No’sunun bu alana sığmayacağı ve karmaşık bir yapıda olacağı,

– Firmanıza ait akaryakıt istasyonlarının bulunduğu, e-fatura sistemindeki başka bir firma aracının firmanızdan yakıt alması durumunda e-fatura düzenlemek zorunda olup olmadığınız, e-fatura düzenlenecekse satış sırasında akaryakıt pompalarına bağlı cihazlardan çıkan fişlerin iptal edilip edilmeyeceği,

– Matbaada bastırılmış olarak elinizde bulunan faturaların üzerine “Elektronik fatura suretidir, irsaliye yerine geçer” ibaresi yazılırsa sevk irsaliyesi yerine geçip geçmeyeceği konularında Başkanlığımızdan görüş talep etmektesiniz.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 242. maddesinin iki numaralı fıkrası ile Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden yayımlanan ve elektronik fatura  kullanımına ilişkin usul ve esasları belirleyen 397 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile anonim ve limited şirketlerin elektronik fatura oluşturmalarına, alıcısına iletmelerine, muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmelerine izin verilmiştir.

416 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesi kapsamında fatura düzenlemek zorunda olan mükelleflere elektronik fatura uygulamasından yararlanma hakkı tanınmış olup, 421 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile, bazı mükellef gruplarına elektronik defter tutma ve elektronik fatura uygulamasına dahil olma zorunluluğu getirilmiştir.

Öte yandan, 421 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin ”Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Zorunluluğu” başlıklı 3. bölümünde; bu Tebliğ veya 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında elektronik fatura uygulamasından yararlanan mükelleflerin birbirlerine yapmış oldukları mal teslimi veya hizmet ifaları için elektronik fatura düzenlemelerinin zorunlu olduğu, Elektronik fatura uygulamasından yararlanan mükelleflerin, fatura düzenlemeden önce muhatabın www.efatura.gov.tr internet adresinde yer alan kayıtlı kullanıcı listesine kayıtlı olup olmadığını kontrol edecekleri, kayıtlı kullanıcı ise elektronik fatura, kayıtlı kullanıcı değilse kâğıt fatura düzenleyecekleri  açıklamalarına yer verilmiştir.

Aynı Tebliğin; “Sorumluluk ve Cezai Yaptırımlar” başlıklı 5. bölümünün 5.4 bendinde “Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükümlerine yer almaktayken,  bu kısım 448 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 4.4.2015 tarihinden itibaren kaldırılmış ve 447 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 4.4.2015 tarihinden geçerli olmak üzere 397 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “ 9. Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler” başlıklı bölümü yeniden düzenlenmiş ve “Elektronik fatura uygulamasına dâhil olan mükelleflerin elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere düzenleyecekleri faturaların elektronik fatura olması zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanacaktır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bilindiği üzere Elektronik fatura uygulamasına ilişkin;  e-fatura portalı, bilgi işlem sisteminin  entegrasyonu ve özel entegrasyon olmak üzere üç yöntemden oluşmaktadır. Bu yöntemlere ilişkin ayrıntılı açıklamalar www.efatura.gov.tr internet adresinde yer alan kılavuzlarda  açıklanmıştır. e-Fatura oluşturmak için kullanılan UBL  uygulamasına ilişkin açıklamalar ise UBL-TR kılavuzlarında yer almaktadır. Söz konusu  kılavuzlarda e-faturada yer alması gereken zorunlu alanlar belirtilmiştir. Bu kapsamda UBL-TR kılavuzlarında  e-faturada bulunması gereken zorunlu ve seçimlik alanlara ilişkin kapsamlı bilgiye ulaşılabilmektedir.

Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin ÖKC Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanunla ilgili 58 Seri No.lu Genel Tebliğin 1. bölümünde;

“a) Taşıtlara akaryakıt satışının yapıldığı pompalar, özellikleri 3100 sayılı Kanun ve Tebliğlerle belirlenen ve Bakanlığımızca onaylanan bir veya daha fazla ödeme kaydedici cihaza bağlanmış olacaktır. Pompalar, kasiyer veya pompacı olmaksızın bilfiil müşteri tarafından da (kredi kartlı vb.) kullanılabilen ödeme kaydedici cihazlara da bağlanabilecektir. Pompaların bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazlar, pompanın içerisine, hemen yanına veya yakınındaki bir büroya yerleştirilebilecektir.

  1. b) Pompalar akaryakıt verilen taşıtın plaka numarası girildikten sonra çalışacak şekilde düzenlenmiş olacaktır. Diğer bir ifade ile taşıtın plaka numarası girilmediği takdirde pompadan akaryakıt akmayacaktır. Şu kadar ki, taşıtlara yapılmayan (bidonla, varille vb.) her türlü akaryakıt satışında pompalara plaka  numarası yerine müşterinin adı soyadı veya ünvanı bilgileri girilecektir.
  2. c) Yapılan akaryakıt satışlarıyla ilgili bilgiler ödeme kaydedici cihaz hafızasına otomatik olarak  kaydedilecektir. Hafızaya kaydedilen bilgiler, akaryakıt verme işleminin sonunda ödeme kaydedici cihazdan yine otomatik olarak çıkacak fişler ile belgelendirilecektir…”

denilmektedir.

68 Seri No.lu Ödeme Kaydedici Cihaz Genel Tebliğinin “ 1- Akaryakıt Pompalarına Bağlı Ödeme Kaydedici Cihazlar Kullanılarak Verilen Fişlerin Fatura Yerine Geçen  Belge Olarak Kabul Edilmesi” başlıklı bölümünde;

“….

Anılan hükümlerle Bakanlığımıza tanınan yetkiye dayanılarak, akaryakıt pompalarının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle otomatik olarak düzenlenen fişlerin, fatura düzenleme tutarının (2006 yılı için 520,00 YTL) altında veya üstünde olsa dahi “fatura yerine geçen belge” olarak kabul edilmesi ve bu şekilde belgelenen satışlar dolayısıyla nihai tüketiciler veya vergi mükelleflerince yapılan fatura düzenleme taleplerinin dikkate alınmaması uygun görülmüştür.” şeklinde açıklama yapılmıştır.

Ayrıca ilgili tebliğde akaryakıt pompalarına bağlı ÖKC’ler kullanılarak verilen fişlerin fatura yerine geçen belge olarak kabul edildiği belirtilerek, taşıt tanıma, müşteri tanıma veya özel anlaşmalara dayanılarak yapılan akaryakıt satışlarında cihazlardan çıkacak fişlerin üzerinde “TAŞIT TANIMA VEYA MÜŞTERİ TANIMA SİSTEMİ FATURAYA DÖNÜŞTÜRÜLECEK” ibaresinin yer alacağı ve bu fişlerin bilahare listelenerek faturaya dönüştürüleceği ayrıntılı bir şekilde açıklanmaktadır.

Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229. maddesinde fatura, “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmış, 230. maddesinin 5. bendinde ise; “… Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan bent hükmünden de anlaşılacağı üzere, sevk irsaliyesi ticari mal hareketinin izlenmesi için düzenlenen bir belgedir.

Ayrıca, mezkur Kanunun mükerrer 257. maddesinin Bakanlığımıza vermiş olduğu yetkiye dayanılarak yayımlanan 211 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile; fatura ve sevk irsaliyesinin ayrı belgeler olarak değil, isteyen mükellefler açısından “irsaliyeli fatura” adı altında tek belge olarak düzenlenmesi ve kullanılması esası getirilmiş, sattıkları mallar dolayısıyla Vergi Usul Kanunu’nun 231/5.i maddesinin mükelleflere tanıdığı, malın tesliminden itibaren faturanın yedi gün içinde düzenlenmesi imkanından vazgeçerek, bu yükümlülüğü derhal yerine getirmek isteyen mükelleflerin fatura ve sevk irsaliyesini ayrı ayrı düzenlemeksizin, diledikleri takdirde Tebliğde belirlenen esaslara uygun olarak “irsaliyeli fatura” düzenleyebilecekleri açıklanmıştır.

Bununla birlikte; mezkur Kanun uyarınca kâğıt ortamında düzenlenmek, muhafaza ve ibraz edilmek zorunluluğu bulunan faturanın elektronik ortamda düzenlenmesi ve ikinci nüshasının elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine imkân tanıyan e-Arşiv Uygulamasına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği 433 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin; ”15- 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Getirilen e-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Mükellefler Arasında Yapılan Satışlar” başlığı altında ; ”e-Fatura Uygulamasına kayıtlı kullanıcılara düzenlenecek elektronik faturada, düzenleme tarihi yanında düzenleme zamanının da saat ve dakika olarak gösterilmesi halinde elektronik faturanın kâğıt çıktısı irsaliye yerine geçer. Söz konusu kâğıt çıktıya “İrsaliye yerine geçer.” ifadesinin yazılması ve kâğıt çıktının satıcı veya yetkilisi tarafından imzalanması zorunludur. Ancak bu imkândan yararlanabilmek için elektronik faturanın malın teslimi anında düzenlenmesi gerekir.

Hizmet ifasına konu e-faturanın satış anında düzenlenmesi halinde, söz konusu kâğıt çıktının talep eden müşteriye verilmesi zorunludur.”   ifadelerine yer verilmiştir.

Buna göre; 68 Seri No.lu  Ödeme Kaydedici Cihaz Genel Tebliğinde yapılan açıklama uyarınca, taşıt tanıma, müşteri tanıma veya özel anlaşmalara dayanılarak yapılan akaryakıt satışları ile ilgili olarak bilahare ayrıca fatura düzenleneceği için bu tür satışlarda her iki tarafın da e-Fatura kullanıcısı olması halinde  e-fatura uygulaması kapsamında fatura düzenlenmesi gerekmekte olup, taşıt tanıma, müşteri tanıma veya özel anlaşmalara dayanılarak yapılan satışlar dışında, taşıtlara yapılan ve akaryakıt pompalarına bağlı ÖKC’lerden otomatik olarak çıkan (plaka numarası ihtiva eden ve fatura yerine geçen) fişlerle belgelenen satışlarda ise ayrıca e-Fatura düzenlenmeyecektir.

Diğer taraftan 433 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar  doğrultusunda  elektronik faturanın kâğıt çıktısına  “İrsaliye yerine geçer” ifadesinin yazılması suretiyle sevk irsaliyesi olarak işlem yapılması  sadece; e-fatura olarak düzenlenen faturalar için getirilmiş bir uygulama olup matbaada bastırılmış şekilde elde bulunan kağıt faturaların üzerine “ irsaliye yerine geçer” ibaresi yazılarak sevk irsaliyesi olarak kullanılması mümkün değildir.

Ayrıca,  düzenlediğiniz madeni yağ faturalarında bulunması gereken  GTİP numaralarının giriş yapılacağı alan UBL-TR üzerinde mevcut olup “UBL-TR Ortak Elemanlar” Teknik Kılavuzunda bu alan belirtilmiştir.

Buna göre, UBL-R1.0 şemasında “Iltem” alanı altındaki “CommodityClassification alanına;  UBL-TR 1.2 şemasında ise  “Customs Declaration” alanının altındaki ”ID” alanına ilgili GTIP numarası girişi yapılabilecektir. Ancak  entegrasyon veya özel entegrasyon yöntemi seçilerek veya portal yöntemi kullanılıyorsa kullanılan muhasebe yazılım programı üzerinde oluşturulan UBL-TR formatındaki fatura üzerinde bu işlemin yapılabileceği tabiidir.

 

Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 18.08.2015
Sayı : 87247876-105-23

GVK Md. 68

SERBEST MESLEK ERBEBININ İSTEĞE BAĞLI OLARAK EDİNDİĞİ SİLAHA AİT GİDERLER

Kanunen silah bulundurma veya taşıma zorunluluğu olmayan serbest meslek erbabı tarafından isteğe bağlı olarak edinilen silaha ait giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla söz konusu giderler için amortisman ayrılmayacağı hk.

Özelge talep formunda, avukatlık faaliyetinden dolayı serbest meslek erbabı olarak Başkanlığımız (…) Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olduğunuz belirtilerek, satın aldığınız tabanca ve 5 yıllık ruhsat harçlarının meslek defterinize demirbaş kaydı yapıp yapamayacağınız ile kayıt etmeniz halinde amortisman oranının ne olacağı konusunda  Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65. maddesinde, ”Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır. … …” hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 68. maddesinde ise; “Serbest meslek kazancının tespitinde aşağıda yazılı giderler hasılattan indirilir:

….

4) Mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dahil taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar (amortismana tâbi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde aynı Kanunun 328. maddesine göre hesaplanacak zararlar dahil)….” hükmü mevcuttur.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Amortismanın mevzuu” başlıklı 313. maddesinde; “İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269. madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin, bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda silah bulundurma veya taşıma zorunluluğu ile ilgili herhangi bir hüküm yer almamaktadır.

Ancak, 6136 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, ateşli silahları kimlerin taşıyacakları beş bent halinde belirlenmiş, 5. bendinde “Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikte belirlenecek esaslara göre valiler tarafından verilecek izin vesikası alanların” da ateşli silahları taşıyabilecekleri veya mesken ya da işyerinde bulundurabilecekleri kuralına yer verilmiştir.

Söz konusu Kanun’a dayanılarak çıkarılan ve 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin taşıma ruhsatı verilebilecek diğer meslek mensupları başlıklı 9. maddesinde, silah taşıma ruhsatı verilebilecek meslek mensupları tek tek sayılmak suretiyle belirlenmiş, aynı maddenin (ş) bendi ile barolara kayıtlı bulunan avukatlar da madde kapsamına alınmıştır.

Bu açıklamalara göre, isteğe bağlı olarak edinilen silaha ait giderlerinin serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu giderler için amortisman ayrılmayacağı tabiidir.

 

Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 12.08.2015
Sayı : 38418978-120[23-15/5]-832

GVK Md. 23

KANUNİ VE İŞ MERKEZİ TÜRKİYE’DE BULUNMAYAN DAR MÜKELLEFİYETE TABİ İŞVERENİN TÜRKİYE ŞUBESİNDEKİ PERSONELE YURT DIŞINDAN ÖDEDİĞİ ÜCRETİN VERGİLENDİRİLMESİ  

Türkiye’de kazanç elde etmeye yönelik olarak mükellefiyet tesis ettirilmiş olması halinde, doğrudan doğruya yurt dışından döviz olarak gönderilse de personele Türkiye’de gelir elde edene kadar geçen süreçte ödenecek ücretlerin GVK’nın 23/14. maddesi kapsamında gelir vergisinden istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.

Özelge talep formunuzda, kuruluşunuzun Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında yabancı şube olarak … tarihinde tescil edilerek kurulduğu, dar mükellef statüsünde Maltepe Vergi Dairesinde … sicil numarası ile Kurumlar Vergisi, Kurum Geçici Vergi, KDV, 3 Aylık Gelir Stopajı ve Damga Vergisi mükellefiyetlerinin açıldığı, Türkiye’de 73.11.01 NACE kodu ile belirlenmiş reklam ajansları faaliyetleri kapsamında faaliyet göstereceği, bu amaçla pazarlama faaliyetlerinde görevlendirilmek üzere iki kişi ile aylık net döviz bazlı istihdam sözleşmesi imzalandığı fakat henüz Türkiye’de gelir getirici bir faaliyete başlanmadığı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin 14 numaralı bendine göre gelir vergisinden istisna olup olmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin 14 numaralı bendinde; “Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler”in gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere istisnanın uygulanabilmesi için;

1- Türkiye’de hizmet arz eden gerçek kişinin bağlı olduğu işverenin dar mükellef kurum olması, bu kurumun da Türkiye’ de kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması,

2- Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbabı ve yapılan ödemenin de ücret niteliğinde olması,

3- Dar mükellef kurumun Türkiye’deki personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurt dışı kazançlarından karşılanması,

4- Ücretin döviz olarak ödenmesi,

5- Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye’deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi,

şartlarının bir arada mevcut olması gerekmektedir.

Aynı Kanun’un 61. maddesinde, “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” hükmü yer almış olup, aynı Kanun’un 94. maddesinde ise tevkifat kapsamına giren ödemeler bentler halinde sayılarak bir numaralı bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104. maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca, şirketinizce Türkiye’de kazanç elde etmeye yönelik olarak reklam ajansları faaliyetleri kapsamında mükellefiyet tesis ettirilmesi dolayısıyla personele ödenecek ücretlerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/14. maddesi kapsamında gelir vergisinden istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır.

Yazarlar : ‘- -‘


Yorumları Görüntüle
Hiç yorum yapılmamış.