FORMLAR - DİLEKÇELER
MEHMET MOLLAİSMAİLOĞLU Tarafından Tarihinde yazıldı
Bu yazı 3.144 defa okundu

MALİYE BAKANLIĞI ÖZELGELERİ


Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 05.03.2015
Sayı : 66491453-010-3

KDVK Md. 9

5018 SAYILI KANUNA EKLİ CETVELLER
KAPSAMINDAKİ İDARE, KURUM VE
KURULUŞLARA İFA EDİLEN NAKLİYE
HİZMETİNDE KDV TEVKİFATI

5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan Kuruma ait büro tefrişatlarına ilişkin nakliye hizmetinin (5/10) oranında KDV tevkifatına tabi tutulması gerektiği hk.

Özelge talep formunuzda atölyenizde imal edilerek Türkiye genelindeki Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderilen büro tefrişatlarına ilişkin nakliye hizmetinin piyasadan temin edildiği belirtilerek, söz konusu hizmetin KDV tevkifatına tabi tutulup tutulmayacağı hususunda bilgi istenilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 9. maddesi ile vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’’de yayımlanan ve 1.5.2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (I/C-2.1.3.1.) bölümünde kısmi tevkifatın mahiyeti ve tevkifat uygulayacak alıcılar, (I/C-2.1.3.2.) bölümünde ise kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler belirlenmiş, ayrıca 63 No.lu KDV Sirküleri ile değişik 60 No.lu KDV Sirkülerinin (2.2.2.10.) bölümünde konuya ilişkin olarak ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Söz konusu Tebliğin (I/C-2.1.3.2.13.) bölümünde, KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlara ifa edilen ve tebliğin önceki bölümlerinde belirtilmeyen diğer bütün hizmet ifalarında söz konusu idare, kurum ve kuruluşlar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı belirtilmiştir.

Buna göre, 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan Kurumunuza ait büro tefrişatlarına ilişkin nakliye hizmetinin KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (I/C-2.1.3.2.13.) bölümü uyarınca (5/10) oranında KDV tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

 

Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 26.02.2015
Sayı : 51421814-130[6-2014/110]-39

KVK Md. 5, 6

GVK Md. 40

ORTAĞI OLUNAN ŞİRKETE AİT AVM’’Yİ YÖNETEN YÖNETİM ŞİRKETİNE ÖDENEN BAŞARI PRİMİNİN GİDER KAYDEDİLİP KAYDEDİLMEYECEĞİ

Ortağı olunan şirkete ait AVM’’yi yöneten yönetim şirketine, hak kazanılan dağıtılabilir temettü tutarından yapılacak başarı primi ödemesi, iştirak kazançları istisnasına konu kurum kazancına ilişkin bir gider olması nedeniyle, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olmadığı, ancak söz konusu başarı primi ödemesine konu olan yönetim hizmeti esas itibariyle doğrudan AVM A.Ş.’’nin ticari kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili bir gider niteliği taşıdığından, ödenen bu tutarların, hizmetten faydalanan AVM A.Ş. adına düzenlenecek bir fatura ile yansıtılmak suretiyle gelir olarak dikkate alınması durumunda kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olduğu hk.

Özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin %42,22 oranında, xxx isimli şirketin ise %51 oranında ortak olduğu … Gayrimenkul A.Ş.’’nin yapmış olduğu ……. AVM’’nin 2009 yılından itibaren xxx isimli şirketin sahibi olduğu yönetim şirketi tarafından yönetildiği ve bu yılda yapılan sözleşmeye istinaden önceki yıllara göre iyi yönetim performansı gösterilmesi halinde, şirketinizce yönetim şirketine iştirakinizden elde edilecek temettü tutarlarından karşılanmak üzere başarı primi ödeneceğinden bahisle, yönetim şirketine ödenecek başarı priminin şirketinizin kazancının tespitinde gider olarak yazılıp yazılamayacağı hususunda Başkanlığımızdan bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun iştirak kazançları istisnasının düzenlendiği 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde kurumların, tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. Ayrıca aynı maddenin üçüncü fıkrası; “İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez. hükmünü amirdir.

Aynı Kanunun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6. maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu’nun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38. maddesinde ise;

Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulur.” hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denilebilir.

Bir masrafın genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için, genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık güçlü bir illiyet bağının mevcut olması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.

Dolayısıyla, ortağı bulunduğunuz … Gayrimenkul A.Ş.’’ye ait …. AVM’’nin başarılı yönetimi karşılığında 2009 yılında imzalanan sözleşmeye istinaden xxx isimli şirketin sahibi olduğu yönetim şirketine, şirketinizce hak kazanılan dağıtılabilir temettü tutarından yapacağınız başarı primi ödemesi, iştirak kazançları istisnasına konu kurum kazancınıza ilişkin bir gider olması nedeniyle, söz konusu bu ödemelerin vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, söz konusu başarı primi ödemesine konu olan yönetim hizmeti esas itibariyle doğrudan …. Gayrimenkul A.Ş.’’nin ticari kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili bir gider niteliği taşıdığından, şirketinizce ödenen bu tutarların, hizmetten faydalanan …. Gayrimenkul A.Ş. adına düzenlenecek bir fatura ile yansıtılmak suretiyle şirketinizce gelir olarak dikkate alınması durumunda kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

 

Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 25.02.2015
Sayı : 39044742-KDV.17.4-329

KVK Md. 5/1-e

KDVK Md. 17/4-r

HOLDİNG ŞİRKETİN AKTİFİNDE YER ALAN TAŞINMAZLARIN SATIŞINDA
KURUMLAR VERGİSİ VE KDV İSTİSNASI

Holding olarak faaliyette bulunan şirketin esas faaliyet konusu her ne kadar taşınmaz ticaretinden ziyade başka şirketlere iştirak etmek olsa da söz konusu şirketin aktifinde bulunan çok sayıda taşınmazın alım ve satımını yapması, bunların ticari amaçla aktifte bulundurulmaları olarak değerlendirileceğinden, taşınmaz satışından doğan kazanç için KVK’nın 5/1-e maddesindeki istisna ile söz konusu taşınmazların tesliminde, KDVK’nın 17/4-r maddesindeki istisna hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı hk.

Özelge talep formunuzda, şirketinizin holding olarak faaliyette bulunduğu ve başka işletmelere iştirak ettiği, … tarihinde … Turizm A.Ş’nin devir tarihindeki bilanço değerlerini bir bütün halinde devraldığı ve söz konusu devralınan şirkete ait gayrimenkullerin holdingin aktifine geçirildiği belirtilerek, holdingin aktifine devir yoluyla geçen söz konusu gayrimenkullerin satılması durumunda Kurumlar Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanununda yer alan istisnadan yararlanıp yararlanılmayacağı hususunda bilgi talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun istisnaları düzenleyen 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu, bu istisnanın satışın yapıldığı dönemde uygulanacağı ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmının satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulmasının ve satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesinin şart olduğu, bu sürede tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziyaa uğramış sayılacağı, aynı şekilde istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmına uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin de ziyaa uğramış sayılacağı, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin, “5.6. Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnası” başlıklı bölümünde taşınmaz satış kazancı istisnası ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup anılan Tebliğin;

5.6.2.3.1.2. Devir ve bölünme hallerinde iktisap tarihi başlıklı bölümünde,

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir, tam ve kısmi bölünme hallerinde, devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının iktisap tarihi olarak, devir alınan veya bölünen kurumdaki iktisap tarihi esas alınacaktır.”  denilmekte olup aynı Tebliğin

5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması başlıklı bölümünde ise,

“Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

İstisna uygulaması esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.”

….

Anılan Tebliğin 5.6.2.3.4.2. Holding şirketlerin durumu başlıklı bölümünde;

“Türk Ticaret Kanununa göre, gayesi esas itibarıyla başka işletmelere iştirakten ibaret olan holding şirketlerin (aktiflerinde iştirak amacıyla iktisap edildiği ve elde tutulduğu ispat ve tevsik edilen iştirak hisseleri hariç olmak üzere) iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlar için istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Bu çerçevede, şirketlerin iktisap ettikleri diğer şirketlere ait hisse senetlerini veya ortaklık paylarını, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği uyarınca “11-Menkul Kıymetler” veya “24-Mali Duran Varlıklar” gruplarındaki hesaplarda izlemeleri gerekmektedir. Kısa vadeli fiyat değişimlerinden yararlanarak kâr elde etmek amacıyla, geçici bir süre elde tutulmak üzere alınan hisse senetleri veya ortaklık payları “11-Menkul Kıymetler” grubundaki hesaplarda izlenmektedir. Holding şirketlerin söz konusu hesapta izlenmesi gereken hisse senetleri veya ortaklık paylarının bulunması halinde, bunların satışından doğan kazançlar, istisnadan yararlandırılmayacaktır. Ancak, holding şirketlerin “24-Mali Duran Varlıklar” grubundaki hesaplarda izlemesi gereken iştirak hisselerinin satışından doğan kazançların ise diğer şartların da sağlanmış olması halinde, sözü edilen istisnadan yararlanabileceği tabiidir.

Ancak, holding şirketlerin esas faaliyeti taşınmaz ticareti olmadığından bu şirketlerin aktifinde yer alan taşınmazların satışından elde edilen kazançları dolayısıyla istisnadan yararlandırılmaları gerekmektedir. “

açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan,  e-vdo kayıtlarınızın  tetkikinde, … ve … yılları arasında çok sayıda gayrimenkul alım ve satımı faaliyetinde bulunduğunuz anlaşılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin esas faaliyet konusu her ne kadar taşınmaz ticaretinden ziyade başka şirketlere iştirak etmek olsa da, şirketinizin çok sayıda gayrimenkul alım ve satımı faaliyetiyle uğraşması nedeniyle taşınmaz satışından doğan kazancınız için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-(e) bendindeki istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. maddesine göre Türkiye’de yapılan ticari, sınai ve zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Aynı maddenin 4. fıkrasında; ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği, 5. fıkrasında ise bu faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılması, bunları yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilendirmeye mani teşkil etmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimleri katma değer vergisinden istisna tutulmuş; istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisseleri teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğu belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketinizin aktifinde bulunan çok sayıda taşınmazın alım ve satımı, bunların ticari amaçla aktifte bulundurulması olarak değerlendirileceğinden, ticari amaçla elde bulundurulan söz konusu taşınmazların tesliminde, bu taşınmazların iki yıldan fazla süredir aktifte bulundurulup bulundurulmadığına bakılmaksızın, Kanunun 17/4-r maddesindeki istisna hükmünün uygulanması mümkün değildir.

 

Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 23.02.2015
Sayı : 85373914-120[40.01.44]-24

GVK Md. 9, 94

VUK Md. 234

HAYVANSAL ATIK ALIMINDA BELGE DÜZENİ VE GELİR VERGİSİ TEVKİFATI

Bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle, her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlardan yapılan hurda (atık) madde alımları karşılığında gider pusulası düzenlemek suretiyle yapılacak ödemeler üzerinden, GVK 94. maddesinin birinci fıkrasının 13/b numaralı bendine göre % 2 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği hk.

Özelge talep formunda, köpek maması imalatında kullandığınız büyükbaş hayvanların mezbaha kesim artıklarının mezbahalardan ve mezbahaların anlaşmalı firmalarından satın aldığınızı belirterek, bazı mezbahaların çöpe attığı hayvansal atıkları toplayan kişilerden alım yapmanız halinde, esnaf muaflığı çerçevesinde bu kişilere hangi belgeleri düzenlemeniz gerektiği ile yapacağınız ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapıp yapmayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergiden Muaf Esnaf” başlıklı  9. maddesinde;

Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.

7.Ticari işletmelere ait atıkları mutad olarak veya belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar;

Ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usûlde Gelir Vergisine tâbi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından faydalanamazlar.

Bu muaflığın, 94. madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü yoktur.”

hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasında vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ile tevkifata tabi tutulacak ödemeler belirtilmiş, anılan fıkranın 13 numaralı bendinin (b) alt bendinde ise esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığı yapılan ödemelerden hurda alımları için % 2 oranında gelir vergisi tevkifatı uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin 267 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin 2. bölümünde;

“Gelir Vergisi Kanunu’nun 9. maddesine eklenen bent hükmü uyarınca, hurda metal, hurda plastik, hurda naylon, atık kağıt, hurda cam ile atık şişeleri ve benzerlerini geçimini sağlamak üzere bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle toplayan veya satın alan kişiler esnaf muaflığından yararlanacaklardır. Söz konusu işlerin devamlı olarak yapılması ya da motorlu araç kullanılarak faaliyette bulunulması muafiyetten yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir.

Ancak söz konusu mükelleflerden;

– Ticari işletmelere ait atıkları mutad olarak veya belli aralıklarla satın alanlar veya anlaşma yapmak suretiyle toplayıp satan kişiler,

– Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar

esnaf muaflığından yararlanamayacaktır.”  açıklamaları yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle, her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlardan yapacağınız hurda madde alımları karşılığında, gider pusulası düzenlemek suretiyle yaptığınız ödemeler üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının 13/b numaralı bendine göre % 2 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.


Yorumları Görüntüle
Hiç yorum yapılmamış.