GENEL
MEHMET MOLLAİSMAİLOĞLU Tarafından Tarihinde yazıldı
Bu yazı 7.008 defa okundu

Anonim ve Limited Şirketin Tescilinden Önceki Kira Ödemeleri Gider Yazılabilir mi?


Yaklaşım / Haziran 2015 / Sayı: 270

I- GİRİŞ

Uygulamada, şirket ortaklarının şirket kuruluşundan önce şirketin faaliyet göstereceği bina, ofis vb.leri kiralamaları ve kira ödemeleri olayına sıkça rastlanılmaktadır. Bu şekilde şirket kuruluşundan önce kiralanan ve kira sözleşmesi şirket ortağı olacak kişiler adına düzenlenen bina, ofis gibi işyerleri için ödenen kira bedellerinin şirket kurulduktan sonra gider olarak yazılıp yazılmayacağı konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır. Maliye Bakanlığı,Türk Ticaret Kanunu’na göre şirketlerin tüzel kişiliklerini ticaret siciline kayıt ile kazandıkları ve tüzel kişiliklerinin bu tarih itibariyle başladığı, bir şirketin hak sahibi olmasının ancak, tüzel kişilik kazandığı tarih ile bu kişiliğin sona erdiği yani ticaret sicilinden kaydının silindiği tarih arasında olanaklı olduğu, dolayısıyla, şirketin tüzel kişilik kazanmadan önce şirket kurucusu tarafından kiralanan işyeri için yapılan kira ödemelerinin gider olarak kurum kazancından indirilmesinin mümkün olmadığı görüşündedir(1).

Ancak, Bakanlığın, görüşünde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(2) (TTK)(3)’nun bazı hükümlerini almakla birlikte, bazı hükümlerini göz ardı ederek eksik değerlendirmede bulunduğu kanısındayız. İşte bu çalışmamızda, anonim ve limited şirketin tescilinden önce yapılan işlemler ve üstlenilen taahhütlerin, kira ödemeleri özelinde gider olarak kabul edilip edilmeyeceği ve şirketin kuruluştan sonra anılan işlem ve taahhütlerden sorumlu olup olmadığı üzerinde durulacaktır.

II- ŞİRKETİN TESCİLİNDEN ÖNCE YAPILAN İŞLEMLER VE TAAHHÜTLERDEN ŞİRKETİN SORUMLU OLUP OLMADIĞI HUSUSU

Çalışmamızın giriş kısmında belirtildiği üzere, Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 08.12.2014 tarih ve 67854564-1741-667 sayılı Özelgesi’nde, konu ile ilgili olarak aynen;

“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, sigorta acenteliği faaliyetinde bulunan şirketinizin Eylül/2013 tarihinde kurulduğu, şirket kuruluşundan önce faaliyetinizi sürdürmek amacıyla Ocak/2013 tarihinde bir işyeri kiralandığı belirtilerek, şirket kuruluşundan önce kiralanan işyeri için ödenen kira bedellerinin gider yazılıp yazılmayacağı ile sigorta acentesi olan şirketinizin Ba-Bs bildirim formu verme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Konu ile ilgili olarak özelge talep formu eklerinin incelenmesinden, bahsi geçen işyeri için düzenlenen kira sözleşmesinin kiracı sıfatıyla xxx adına düzenlendiği, kira başlangıç tarihinin 15.01.2013 olduğu, kiralanan işyerinin sigorta acenteliği faaliyetinde kullanılacağı ve söz konusu şahsın şirketin kurucusu ve müdürü olduğu anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş; aynı maddenin ikinci fıkrasında da, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde, safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

Anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirime konu edilebilmesi için söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması ve ayrıca söz konusu giderlere ilişkin tanzim edilecek belgelerin Vergi Usul Kanununa göre geçerli bir belge olması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesinde, “Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzel kişidir. Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir. Vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamaz. Bu kanunun müteakip maddelerinde geçen “mükellef” tabiri vergi sorumlularına da şamildir.” hükmüne yer verilmiştir.

Türk Ticaret Kanunu’na göre şirketlerin tüzel kişilik kazanmaları ticaret siciline kayıt ile başlar. Bir şirketin hak sahibi olması ancak, tüzel kişilik kazandığı tarih ile bu kişiliğin sona erdiği yani ticaret sicilinden kaydının silindiği tarih arasında olanaklıdır.

Buna göre, şirketinizin tüzel kişilik kazanmadan önce şirket kurucusu tarafından kiralanan işyeri için yapılan kira ödemelerinin gider olarak kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir.”(4) denilmiştir.

Görüldüğü üzere, anılan Özelge’de, İdarenin görüşüne dayanak olarak şirketlerin tüzel kişilik kazanmalarının ticaret siciline kayıt ile başlaması ve şirketin hak sahibi olmasının ancak tüzel kişilik kazandıktan sonra mümkün olabilmesi gösterilmiştir. Kanımızca, İdare, bahsi geçen Özelgede 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun bazı hükümlerini almakla birlikte, bazı hükümlerini göz ardı ederek eksik değerlendirmede bulunmuştur. Anılan Özelgede şirketin türü belirtilmemiştir. Ancak, sigorta acenteliği yaptığı ifade edildiğinden, anılan şirketin türünün limited olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, yazımızda konu hem anonim hem de limited şirketler açısından değerlendirilecektir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 355. maddesinin birinci fıkrasına göre; anonim şirket ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Benzer hüküm limited şirketler için de geçerlidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 588. maddesinin birinci fıkrasına göre, limited şirket, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Bu husus Özelgede de açık bir şekilde belirtilmektedir. Özelgede göz ardı edilen husus, anılan maddelerin diğer fıkralarında belirtilen hükümlerdir.

TTK’nın anonim şirketlere ilişkin 355. maddesinin ikinci fıkrasında, aynen;

Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar ve taahhütlere girişenler, bu işlem ve taahhütlerden şahsen ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak, işlem ve taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldığı açıkça bildirilmiş ve şirketin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre içinde bu taahhütler şirket tarafından kabul olunmuşsa, yalnız şirket sorumlu olur.

Limited şirketlere ilişkin 588. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında da;

Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar, bu işlemler dolayısıyla şahsen ve müteselsilen sorumludur.

Bu gibi taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldıklarının açıkça bildirilmeleri ve şirketin ticaret siciline tescilini izleyen üç aylık süre içinde şirket tarafından kabul edilmeleri koşuluyla, bunlardan yalnız şirket sorumlu olur. hükümlerine yer verilmiştir(5).

Bu açıdan bakıldığında, anonim veya limited şirketin ticaret siciline tescil edilip tüzel kişilik kazanmasından önce şirket adına işyeri, bina vb. kiralanması, imzalanacak kira sözleşmesinde kiralamanın ileride kurulacak şirket adına yapıldığının açıkça belirtilmesi, bu hususa kurucular beyanında da yer verilmesi(6), kira sözleşmesinin bu beyan ekinde ticaret siciline verilmesi ve şirketin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre içinde kiralama işleminin şirket tarafından kabul olunması (Kanun’da şirket adına bu kararı kimin vereceği açık olmamakla, dolayısıyla şirketin yönetim organının -anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde ise müdür veya müdürler kurulu- dahi alabileceği düşünülmekle birlikte, bu kararın şirketin genel kurulu tarafından alınması daha uygun olacaktır) halinde, kira ödemelerinden sadece şirket sorumlu olacaktır. Şirketin, kabulden önce yapılan ödemelerden sorumlu olup olmayacağı hususunda tereddüt yaşanabileceği dikkate alınarak, kurucuların, kira ödemelerinin şirketin kuruluşunun tescilinden sonra yapılacağına dair kira sözleşmesine bir hüküm koymaları ve kira ödemelerini şirketin kabul kararından sonra yapmaları, olası ihtilafları giderecektir. Bu koşulların sağlanmasının akabinde şirketin ödemekle sorumlu olacağı bir işlemin gider olarak indirilmesine izin verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Şirketçe kabul olunmadığı takdirde ise önceden kiralanan işyerinin şirketin tescil tarihine kadar olan giderleri kurucular tarafından karşılanmalı ve tescil tarihinden geçerli olmak üzere kira sözleşmesi şirket ile mal sahibi arasında yenilenmelidir.

III- ÖZET VE SONUÇ

Anonim ve limited şirketin ticaret siciline tescilinden önce şirket adına işlem yapanlar ve taahhütlere girişenler, bu işlem ve taahhütlerden şahsen ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak, işlem ve taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldığı açıkça bildirilmiş ve şirketin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre içinde bu taahhütler şirket tarafından kabul olunmuşsa, yalnız şirket sorumlu olur. Dolayısıyla,anonim veya limited şirketin ticaret siciline tescil edilip tüzel kişilik kazanmasından önce şirket adına işyeri, bina vb. kiralanması, imzalanacak kira sözleşmesinde kiralamanın ileride kurulacak şirket adına yapıldığının açıkça belirtilmesi, bu hususa kurucular beyanında da yer verilmesi ve şirketin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre içinde kiralama işleminin şirket tarafından kabul olunması halinde, kira ödemelerinden sadece şirket sorumlu olur.

Bu nedenle, mükelleflerin yazımızda belirttiğimiz Kanun hükümleri doğrultusunda Özelge talep etmeleri halinde, İdarenin konuyu sadece tüzel kişilik kazanma noktasında değil, anılan hükümler doğrultusunda da değerlendireceği ve görüş bildireceği kanısındayız.

*           Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

(·)         Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurum’u bağlamaz.

(1)         Bkz. Abdullah TOLU, “Şirket Kuruluşundan Önce Ödenen Kiralar Gider Yazılabilir mi?”, 26.04.2015, http://toluenymm.com/mukellef-panosu/70-sirket-kurulusundan-once-odenen-kiralar-gider-yazilabilir-mi, Erişim: 02.05.2015

(2)         6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(3)         Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için “TTK” kısaltması kullanılmıştır.

(4)         Bkz. TOLU, agm.

(5)         Anılan hükümler 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu’nun 301 ve 512. maddelerinden alınmıştır.

(6)         TTK’nın 336. maddesine göre; esas sözleşme, kurucular beyanı, değerleme raporları, ayın ve işletme devralınmasına ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere, kurulmakta olan şirketle, kurucular ve diğer kişilerle yapılan ve kuruluşla ilgili olan sözleşmeler anonim şirketin kuruluş belgeleridir. Bunlar, sicil dosyasına konulur ve birer nüshaları şirket tarafından beş yıl süreyle saklanır. Kurucular beyanında, şirketin yüklendiği önemli taahhütler, makina ve benzerleri malların ve herhangi bir aktif değerin alımına ilişkin bağlantılar, fiyatlar, komisyonlar ile her türlü borçlar, emsalleriyle karşılaştırılarak, açıklanır(TTK md. 349/f.1). TTK’nın 586. maddesine göre, limited şirketin kuruluşunda da, ekleri ile birlikte 349. maddeye göre düzenlenmiş kurucular beyanının ticaret siciline verilmesi gerekmektedir.

Yazarlar : ‘SONER ALTAŞ’

Yorumları Görüntüle
Hiç yorum yapılmamış.